Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bir Yudum Kitap
Yaşamak bu. Yarın ne olur, ne biter bilinmez. Kaç asır evvel şöyle demiş Nizamî: "Sen kendi ayağına zahmet vermeye bak, yoksa başkalarının ayağıyla yol alamazsın." İnsan, kendine yetmeli sevgili okur. Öyle ya da böyle... Var olun. Nizamî - Hûsrev ve Şirin MEB Yayınları, s.239-240 Hüsrev’in Adaleti ve Cömertliği Hakkında Hüsrev'in şan ve şöhreti göklere kadar yükselmişti. O zamana kadar böyle bir saltanatla kimse tahta oturmamıştı. Bütün tebası halkı ile görüşmeye karar verdiği bir günde, beş sınıf insan huzurunda divan durmuştu. Huzurda ilk safı zenginler tutuyor. İkinci saf, muhtaçların ve fakirlerindi. Üçüncü saf, takatsiz düşmüş, mezarın kenarından bir kıl ile kurtulmuş hastalara mahsustu. Dördüncü saf, ayaklarındaki zincirler gönüllerine bir çivi gibi batan esirler ve mahpuslar içindi. Beşinci saf, katillere aitti ki, o safta kimse kimseye: “Nasılsın?” diye soramazdı. Katillerin önünde, af ümidine düşmeleri için de bir kurtuluş çizgisi çekilmişti. İnzibat âmiri birden bağırdı: “Herkes yalnız önündekine bakacaktır!” Zengin, fakiri görünce kendi haline binlerce şükür etti. Fakirin gözü hastaya ilişince sağlığından ötürü hamd-ü senada bulundu. Hasta olan, ayakları zincirliye bakınca serbest oluşundan dolayı halinden çok memnun kaldı. Ayakları zincirli olanın gözü katile değince dudakları Allah'a şükür için kımıldadı. Katil de kurtuluş ümidini görünce, onun da gözleri ümit ışığı ile parladı. Hüsrev’in sarayı, her sene bu merasimi tatbik eder ve halk, âdil bir idare sayesinde mesut ve müreffeh yaşardı.
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.