Bir kadının çöküşüne şahitlik ediyoruz. Aristokrat olan Madame de Prie gözden düşer ve kral tarafından taşraya sürgüne yollanır. Paris'in eğlence hayatına alışan kadın taşradaki sessiz, sakin hayatına alışamaz. Tekrardan Paris hayatına dönmek için eski arkadaşlarına mektuplar yazar. Kralın onu bağışlaması için elinden geleni yapar. Ama maalesef ki kadının durumundan herkes haberdardır ve kimse Madame de Prie'ye yardımcı olmak istemez. Hatta aksine herkes alaycı bir tavır takınırlar ona karşı. Aslında burada da yazar bize şunu sergilemektedir: Mevkii ve makamın kadar insanların gözünde varsın. Yüksek mevkiden düşüş yaşadığın an insanların gözünden de öyle bir düşüş yaşıyorsun. Hikayemizdeki kadın kahramanımız da bu durumu yaşamaktadır ve bu durum psikolojisini derinden etkilemektedir. Bir zamanlar kendilerine bizzat yardımcı olduğu insanlar onu yapayalnız bırakmıştı. Kitap 16. yüzyılda geçen bir olayı anlatmasına rağmen günümüzde de durumun çok da değişmediğini hatta insani ilişkilerin daha da kötüleştiğini görmekteyiz. Günümüzde de insanlar tükettiği ve mevkisi kadar insanların gözünde var olmuşlar. Tıpkı Madame de Prie gibi. İnsanın varlığı insan olduğu için değil de parasıyla,mevki ve makamıyla var olması içler acısı. Zaten bu içler acısı duruma daha fazla dayanamayan Madame de Perie hayatına son verir. Bu sonun da insanlar üzerinde büyük bir etki oluşturacağını zanneder. Ama maalesef ki yanılır.

Bir Çöküşün ÖyküsüStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202177,9bin okunma

·

32 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

C