Bir de ağıtlarda doğaya, topluma, kişilere meydan okuma vardır. İlyadadaki Hektorun karısının ağıdı, bir yakınmadır. O öldükten sonra çocuğunun ne olacağı, elin aralığında kalacağı, kimsenin onun yüzüne bakmayacağı, insanlar içinde hep boynu bükük duracağıdır. Oysa Türkmen kadını meydan okur: “Çıkarım Berit başına / Başın kar olursa olsun / Çekerim bebek derdini / Dulluk zor olursa olsun.” Bu ağıttan başka bir dörtlük. “Amanın belim kırıldı / Dev’ oturup kalkmayınca / Senin bebek büyümez mi / Emmileri bakmayınca.”