Başlarda güzel olan hayatı sonrasında acı dolu bir yaşama dönüşüyor Zweig'ın. Ülkesinden çok uzaklarda yaşamanın derin acısını duyuyor, ülkesine özlemi dinmiyor ve dayanamayıp yaşamını sonlandırıyor karısı ile birlikte.
Bazı kitaplarında bu özlemin ve acının etkilerini görmek mümkün.
Korku kitabı ise, uzun zaman sonra okuduğum ilk kitabı oldu.
Irene Wagner, kentin en ünlü ve zengin avukatıyla evlidir. Ancak tanıştığı genç piyanistle bir ilişki yaşamaya başlar ve bir şantajcının onu sürekli tehdit etmesiyle kendisini her adımda büyüyen ruhsal bir çöküntünün içinde bulur.
Açıkçası kitabı çok sevdim. Acaba mı diye tahmin ettiğim sonunu bilmiş oldum ama bir solukta okuyorsunuz kalbiniz çarpa çarpa
Söylemek istediğim çok şey var ama ben sadece okumanızı gönülden tavsiye ediyorum.
Hatta her kitabını..
Yalnız şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Zweig nasıl oluyor da karşı cinsin duygularını bu kadar güzel anlatıyor!!
Bu özel bir yetenek olsa gerek..