Öykünün büyük ustasından yine ibretlik bir öykü okudum. Zamanın modası olan ve bir meydan okuma tarzı olan Düellonun büyük bir ders içeren bu eser, insanların bir şeyleri kaybetme korkusu yaşadıktan sonra hayatlarını düzene sokmalarını ele alıyor.
Yazarın en uzun öyküsü niteliğini taşıyan eser, aslında Rus toplumunun içinde bulunduğu karmaşa ve aykırıkları konu almış. Psikolojik tahllerin çok başarılı olunduğu eserde, din, bilim ve sanatın muhteşem bir çatışma örgüsünü okura kah felsefik bir dille kah da sokak dili ve anlayışıyla harmanlıyor yazar.
İki tarafı birbirine hem felsefi hem de cebren vurduran yazar, buradaki püf noktayı okurun adeta gözüne sokuyor. Bu hayat bencillik yapacak kadar çok şey sunmaz insana bazen.