İsa’ya
gelince, o çetin bir hayat süren bir işçiyi avutabilecek, gönlünü rahatlandırıp pekleştirebilecek güçte bir Tanrıysa, kendisinin de sonsuz acılar görmüş, insanın bütün çilelerini çekmiş, Tanrının oğlu olduğu halde, bir marangozun oğlu olarak yaşamış ve Tanrı buyruğunu yerine getirmek için otuz yıl
fakir bir marangozhanede yaşamış olduğundandır. Tanrı insanın da yeryüzünde İsa gibi yaşamasını ister, yoksulluğa katlanıp büyük şeylere göz dikmekten sakınmasını ve İncil’den
ders alarak iyi yürekli ve alçakgönüllü olmasını buyurur.