Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

268 syf.
·
Puan vermedi
( Spoiler içerir.) Çok akıcı bir kitap. Konu olarak oldukça ilginç ve farklı. Okurken gerçekten keyif aldığım bir kitap oldu. 24 saatlik bir 3. Dünya Savaşı'nın ardından yeni bir düzenin kurulduğu bir ortamda geçiyor kitabımız. İlk sayfalarda intihar etme fikriyle silahını alnına dayayan bir polis memurunun, intihar edemeden bir keskin nişancı tarafından öldürülme hikayesi ile kitap sizi karşılıyor. Çünkü öyle kafanıza göre intihar edip bir polis memuru olarak devlet itibarını zedelemenizi istemiyor devlet. Hele ki siz bu intiharı devlete karşı bir protesto gibi , bir başkaldırı niteliğinde gerçekleştirecekseniz. Bu ölümlerin hepsinin nedeni İçişleri Bakanı Ülgen Serbay'ın açıklamaları ile çarptırılarak kamuoyuna açıklanıyor. Ya birisinin ülkeyi oyuna getirme cabası oluyor bu intiharlar, ya da intihar bile denmeden elim bir kaza olarak açıklanıyor ölümler.Hatta devleti temsil eden kişiler bir suç işlediklerinde bile aynı gerekçe yüzünden ceza almıyorlar. Aksi halde devlet itibarı yerle bir olur. Devlet nasıl desin benim memurum suç işlemiş (!) İçişleri Bakanı Ülgen Serbay :" Devletin tek bir elemanına bile suç işledi demek, devletin kendisini suçlamaktan farksızdır." diyor. Devletin haksız yere insanları direk idam ettiği çünkü insan nüfusunu azaltmak istediği, istediği şekilde adaletin kararlarını etkilediği için polisler intihar ederek tepkilerini dile getirmek istiyorlar. Ancak devlet hep bir adım önde gibi, çünkü herkesin zihinlerinden geçenleri beta, gama ışınları ile topladıkları ardından yazıya döktükleri bir sistemleri var. Ne zaman bir polis memuru intiharı düşünse hemen radara alınıyor, intiharı zihninde daha sistemli planladığında ise devletin keskin nişancılarına o intihar edemeden öldürülmesi talimatı gidiyor. Hatta 3. Dünya Savaşı'nın nedeni bile bu sistem. Düşmanlarının saldırı hazırlığında olduğunu bu sistem aracılığıyla öğrenen Birlik hemen onlardan önce harekete geçerek vuruyor santralleri, salıyor her tarafa radyasyonu ve öldürür milyonları. Oldukça distopik bir dünya burası. Kitapta bu polis intiharları devam ederken aynı gün sevgilisi Hasan'ın keskin nişancı , abisi Cemil'in ise kazara Hasan'ın aslında intihar etmek istediği silahtan çıkan kurşun tarafından vurulmasının ardından keskin nişancının peşine düşen Setenay'ın hikayesini izliyoruz. Setenay keskin nişancıyı bulmak için Bukalemun Ayhan'dan yardım istiyor. Ama beklenmedik bir şey oluyor. Ülkenin dört bir yanında cinsel amaçlar için satılan robotların insan formu giriyor bir anda hayatlarına:" Safir." Safir sistemde bilişimci olarak çalışıyor ve devletin verdiği bazı kararlardan rahatsız. Sisteminde açığını bulmuş, kekeleyerek düşünmek. Bu sayede sinyaller hiçbir dille eşleşmiyor ve devlet senin asıl fikirlerini öğrenemiyor. Safir sisteme çomak sokmak istiyor ve Setenay'a da burada bir görev düşüyor. Tek eleştirim kitabın sonuydu. Gerçekten aceleye getirilmiş gibi öylece bitiverdi. Daha farklı bir son beklerdim, ya da sonun bu kadar muğlak olmamasını dilerdim desem daha doğru olur. Bence bir şans verebilirsiniz.
Külleri
KülleriSemih Erelvanlı · Hep Kitap · 201855 okunma
·
192 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.