Güneşin yeryüzünü aydınlattığı, aydınlatmayla kalmayıp hararetiyle köyün üzerine alev topları sunduğu o günde, ben bir ağacın altında oturmuş dinleniyordum. Dinlenmek sözün gelişi. Elimde çubuğum, toprakla oynarken bir taraftan koyunları diğer taraftan yolu gözetliyordum.