Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

48 syf.
·
Puan vermedi
·
28 saatte okudu
Çok düşünme kafayı yersin. :-)
Bir ortamda arkadaşlarınız ile oturuyorsunuz, masada dönen sohbet, yemek, içmek, araba, zenginlik vs.gibi konular. Ve sizin içinizde ise dünya, gezegenler, evren, ruh, kader, mantık gibi kökeni varoluşsal meselelere dayanan sorular ve sohbet etme isteği var. İşte tam bu noktada karşınızda bulunan arkadaşınız; bütün psikoloji üzerine kurulu terimleri, bütün psikoloji üzerine yapılmış analizleri, bütün psikoloji bilimi üzerine hakim otariteleri yerle bir edecek o dâhiyane cümlesini kurar; "Çok düşünme kafayı yersin." :-) İşte ANTON ÇEHOV bu cümlenin tam kapsamlı bir incelemesini yapmış Kara keşiş adlı bu kısa öyküsünde. Romanın baş karakteri, sürekli halüsünasyonlar gören, o hayali görüntüyü gerçek sanıp onunla konuşan, sorular sorup cevap alan, kendisini seçilmiş kişi olarak gören bir felsefeci. Bana göre, gördüğü halüsinasyonun Kara keşiş olarak tercih edilmesi, ANTON ÇEHOV'UN inançlara karşı bakış açısını yansıtan bir hiciv olmuş. Esere göre delilik ve dahilik arasında ince bir çizgi var. Yukarıda ki girişte bahsettiğim, "dünya, gezegenler, evren, ruh, kader, mantık" kökeni varoluşsal meselelere dayanan konulara çok alakadar iseniz, karşı tarafa göre ya delisinizdir ya dahi. Bunu belirleyen ise toplumdaki konumunuz olur muhtemelen. Dehalar veya dahilik de aslında toplumda delilik olarak kabul görüyor. Toplumdan farklı isen ya delisin ya dahi. "sadece sürüden ayrılmayan sıradan insanlar sağlıklı ve normaldir." S/22 Ve belki de eserin en asıl tahlili, Peygamberler bile Allah tarafından seçilmiş kişiler değil, gördükleri bu halüsinasyonların etkisi ile kendilerinin Allah tarafından seçilmiş kişiler olarak gören dahiler olduğunu vurgulaması. Tabi bu hicivde şöyle bir şey var, genelde inanmayan insanlar, peygamberlere "deli, amaçları gücü elde etmek, zarar verme niyetli kişiler" gibi yakıştırmalar yaparlar. Ama ÇEHOV onların amaçlarının gerçekten de hakikate ulaşmaya çalışmak olduğunu söylüyor, sadece Allah tarafından seçilmiş değiller, onlar kendilerinin seçilmiş olduğunu düşünüyor diyor. Yani ANTON ÇEHOV'A göre Peygamberler varoluşsal sancıların meydana çıkardığı dehalar. Kendi bakış açısında ki vahiy, ilham ilişkisine vurgu yapıyor, ana karakterin kara keşiş olarak tasvir ettiği halüsünasyon ile. Tabi sadece hakikati değil, hayatın anlamını, amacını da arıyor. Mesela mutluluk nedir diye soruyor halüsinasyon gördüğü esnada karşındaki hayale. Tam burada yine kitabın konusuna yakın, Amerikalı matematikçi JOHN NASH'İN hayatını anlatan akıl oyunları filmi aklıma geldi. Filmde "Mutlu olmak her şeyin yolunda olması demek değildir. Mutlu olmak, görmezden gelme konusunda ustalaşmak demektir." Diye bir replik vardı. Ne zaman görmeye başladık, ne zaman bilmeye çalıştık, o zaman büyük ızdıraplar çektik. Cahillik mutluluktur diye bir söz vardı. Eserde buna çok güzel vurgu var. Hayatın amacını şimdide gören insanları sadece fiziki rahatsızlıklar üzer, ama dahiler hep ızdırap içindedir. Ama eserin en önemli vurgusu her insanın içinde olan o varoluş meselesi, insanın anlam arayışı, bir çok kişinin içinde bulunan o tarifi imkansız boşluk. Eser bence bunlara cevap vermiyor. Cevap vermiyor ama, bir soru soruyor; İNSAN NE İLE YAŞAR? Cevap ise LEV NİKOLAYEVİÇ TOLSTOY'UN aynı adlı eserinin içinde. Herkese iyi okumalar...
Kara Keşiş
Kara KeşişAnton Çehov · İş Bankası Kültür Yayınları · 20226,8bin okunma
··
6,3bin görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.