Mihail Nuayme, çağdaş Arap öyküsünün Lübnanlı öncüsüdür. Öykücülük modern anlamda onunla başlamıştır Arap edebiyatında. Öğrenimine Lübnan'da başlayıp, Rusya'da devam etmiş, üniversite eğitimini de Rusya'da almış. Haliyle Gorki, Çehov, Tolstoy, ve Dostoyevski'yle iç içe bir edebiyat dünyası olmuş ve bu önemli yazarlardan etkilenmiştir. Genel olarak romantizm ve realizm etkisinde sosyal konuları işler yazılarında. Nuayme'ye göre insan kutsaldır. Felsefesini vahdet-i vücud ve reenkarnasyon çerçevesinde insan ve insanın varlık nedenini araştırmak olarak belirlemiştir. Kendisi gibi Lübnanlı ve yine kendisi gibi yurdundan ayrı yaşamak zorunda kalmış Halil Cibran'la Amerika'da bir edebiyat topluluğu oluşturmuşlardır. Mehcer (göç) edebiyatı kavramı bu yazarlarla ortaya çıkmıştır. Kısır ve Diğer Öyküler kitabı; altı tane öyküden oluşuyor, öyküler durum öyküleri, Rus edebiyatının etkilerini hissetmek de mümkün okurken özellikle vatanından ayrı kalmışlığının psikolojik yansıması çok bariz hemen her hikayede hissediliyor. Öyküler sıradan insanların, gündelik sorunlarıyla alakalı. Üslubu, içinde felsefe de barındıran sade anlatımlardan oluşur. Karakterleri de kendisiyle özdeşleştirerek, baskı ve zulme başkaldıran, toplumun ezilenlerinden seçmiştir. Yaşananlar, New York, Fransa, Şam, Zahle ve Lübnan'da geçiyor. İlk hikaye Ebu Maruf'da; yaşantısı gösterişten uzak, bilge bir kimseyi anlatarak gösteriyor kendisini. Fransa'dan döndükten sonra batının etkisinde kalmadan, Lübnan'da şaşadan uzak mütevazı sürdürdüğü yaşantısını anlatmış aslında, ikinci hikayede; Lübnan özelinde genel olarak Ortadoğu halkının kız çocuklarına bakış açısını eleştirmiş. Üçüncü ve beni çok etkileyen öyküsü Kısır; ilk kez seminer dersinde dinlediğim ve çok beğendiğim bir hikayeydi. Anlatılan konu, hikayenin geçtiği döneme göre fazla cesur. Kısırlığın sadece kadın için var olduğu, çocuksuz kadının aile ve toplum içindeki konumu anlatılıyor. Bence çok etkileyiciydi. Dördüncü hikayede ne kadar modern olsak ve yaşasak da batıla atfettiğimiz kutsallığı ve yanlış inanışların yol açabileceği olumsuzlukları, beşinci öyküde halkın körü körüne marifeti sadece zenginliği olanlara kölelik etmesini eleştiriyor. Altıncı öyküsü Güdük belki en kişisel olanı, Birinci Dünya Savaşı sırasında istemeyerek Fransız ordusuna katılmasının yansıması, Bir Askerin Günlüğü isimli öykü. Savaşın yıkıcı sonuçları, insanlar üzerindeki psikolojisini anlatmış. Antimilitarist düşüncelerini uzun betimlemelerle anlatmış. İnsanı Allah'ın parıltısı ve dünyadaki kuvveti olarak tanımlayan, aklıyla her şeyi idrak edebilen ve güç yetirebilen en kutsal mertebedeki varlık olarak gören Nuayme'nin Kısır ve Diğer Öyküler kitabı Arap ve Ortadoğu halklarını tarafsız ve açık biçimde betimleyen çok güzel bir eser.

Kısır ve Diğer ÖykülerMihail Nuayme · Babil Yayınları · 20009 okunma

·

97 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.