Gönderi

Ah zavallı Karaprap! Çöllere, dağlara hiç gitmeyeceğini, vurulup sevdalandığı kızın koynunda oynaşarak burada kalacağını sanırken, bakın şimdi yapayalnız, hüpüzgün, bu trenlerden birinin içindeydi belki de. Oralarda, yakıcı güneşin altındaki savaşı düşündük: kumlar, taşlar ve yıkıntılar, sabah ayazında çadırda uyanmalar, cebri yürüyüşler, bire on göğüs göğüse muhabereler, savaş işte.
··
52 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.