Gönderi

Kadın-Oluş: Cinsel Farkı Yeniden Düşünmek
Bedenleşmiş özne, kesişen kuvvetlerden (duygular) ve uzay-zaman değişkenlerinden (bağlantılar) oluşan bir sü­reçtir. Beden kavramıyla, öznelliğin çokişlevli ve karmaşık yapısına atıfta bulunuyorum. Beden, kendisini yapılandıran değişkenleri -sınıf, ırk, cinsiyet, milliyet, kültür- hem kap­sayan hem de bunların ötesine geçen, insana özgü bir ka­pasitesidir. Bu yaklaşım, toplumsal imgesel mefhumunu da etkiler. Özne-oluş süreci, bir dizi kültürel dolayım gerektirir; özne, maddi ve semiyotik koşullarla, yani kurumsal kurallar ve düzenlemelerin yanı sıra bunları sürdüren kültürel tem­sil biçimleriyle de uğraşmak zorundadır. İktidar (potestas) yasaklaması ve sınırlaması bakımından olumsuzdur. Güç (potentia) ise, güçlendirmesi ve eylemeyi mümkün kılması bakımından olumludur. Bu iki kutup arasındaki sürekli mü­zakere, politik anlamda, öznellik açısından, iktidar ve arzu terimleriyle de ifade edilebilir. Bu görüş, özneyi, hem ikti­darla hem de ona direnişle eşuzamlı olan, süreç halindeki bir terim olarak ortaya koyar. Anlatısallık burada önemli bir bağlayıcı kuvvettir, ama ben anlatısallığı, dönüşmekte ol­duğumuz öznenin mitlerinin, operasyonel kurgularının ve önemli figürasyonlarının oluşumuna katılan ve katkı sunan politik yönelimli kolektif bir süreç olarak yorumluyorum. Göstergebilim paradigması bu anlatısallık mefhumunu hak­kıyla kapsayamaz, bu mefhumun bir yeni-materyalizm içine yerleştirilmesi ve onda bedenleşmiş olması gerekir.
Sayfa 67 - Otonom YayıncılıkKitabı okudu
·
61 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.