Zemanede sana üç yoldaş vardır. Biri vefakardır, ikisi gaddar.
Biri dostlarındır, öbürü malın, mülkün. Üçüncüsüyse iyi işlerdir ve bu vefalıdır.
Mal, seninle beraber gelmez, evden dışarı bile çıkmaz. Dost gelir, gelir ama mezar başına kadar.
Ölüm gününde dost, sana hal diliyle der ki:
Sana buraya kadar yoldaşım, bundan öteye gidemem. Mezarının başında bir zamancağız dururum.
Fakat yaptığın işler vefakardır; onlara sarıl ki onlar; mezarın içine kadar seninle gelirler...(Sf.87)
Suyun sarhoşu, su da gözünün önünde. Kendisi su içinde, fakat akar sudan haberi bile yok.
İnci gibi hani. İnci de deniz içinde deniz nerede? der. Sedef gibi olan hayal, onun duvarı.
Nerde demesi, kendisine hicap olmakta, güneşin ziyasını kaplıyan bir bulut keslimede...(Sf.90)