Esin perisinin kaybetmiş, son derece yoksul bir ressam olan Pedro, bir gün parkta geleneksel kıyafetler içinde bir Japon'la tanışır.
Japon, Pedro'yu pek az insanın görme şansına sahip olduğu Japon Sarayı'na götürür.
Saray, Pedro'nun o güne değin görmediği nice güzellikleri barındıran harikulade bir yapıdır.
Ressam Pedro, bu sarayda ölmek üzere olan sekiz yaşında bir Japon prensi ile tanışır. İkili arasında sıradışı ve sımsıcak bir dostluk başlar. Bu dostluk, Pedro'ya kaybettiği ilham perisini buldurur.
Hayal ve hakikatin iç içe geçtiği, sımsıcak bir öyküydü. Kitabı öğrencilerime okutmak için almıştım ama önce kendim okudum.
Anne babaların ve öğretmenlerin de en az çocuklar kadar beğeneceği bir kitap. Tavsiye ederim.