Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

1. Mutluluk İddiası
Eleştirmenler, kapitalizmi iki şeyle suçlamaktadırlar: Birincisi, der onlar, bir motorlu taşıtın, bir televizyon setinin ve bir buzdolabının sahipliğinin bir insanı mudu yapmamasıdır. İkincisi, diye ilâve eder onlar, bu araç gereçlere hâlen sahip olmayan insanların varolmasıdır. Her iki önerme de doğrudur; ama onlar, bunun suçunu, sosyal işbirliğine ilişkin kapitalist sisteme atmaktadırlar.  İnsanlar, mükemmel mutluluğu elde etmek için uğraşıp zahmete girmezler, aksine hissedilen huzursuzlukları mümkün olduğu kadar gidermeye ve bu surede daha öncesine göre biraz daha mutlu olmaya uğraşırlar. Bir televizyon alan bir kimsenin yaptığı bu iş bize, bu kimsenin, bu âlete sahip olmakla refahını artırdığına ve bu âletin olmadığı zamanki durumuna göre daha hoşnut olduğuna inandığım gösterir. Eğer aksi olsaydı, o bu âleti almazdı. Doktorun görevi hastayı mutlu etmek değildir, aksine onun ağrılarım gidermek ve onu, her canlı varlığın esas amacını takip ederken, yani hayatı ve huzuru için zararlı bütün faktörlere karşı savaşırken, daha iyi bir duruma getirmektir.     Kir ve yoksulluk içinde sadakayla yaşayan Budist dilenciler arasında kendisini mükemmel bir şekilde mutlu hisseden ve nüfuzlu herhangi bir kimseyi kıskanmayan bazı insanların varolduğu doğru olabilir. Mamafih, şu bir gerçek ki, insanların kahir ekseriyeti için böyle bir hayat dayanılmaz olacaktır. Onlara göre; varoluşun haricî şartlarının iyileşmesini amaçlamaya yönelik bitmek tükenmek bilmeyen bir dürtü insanın içine işle(n)miştir. Asya’ya mahsus bir dilenciyi ortalama bir Amerikalı için kim bir misâl olarak kabul edecektir? Kapitalizmin en kayda değer başarılarından birisi, çocuk ölüm oranlarındaki düşüştür. Bu olgunun, en azından, pek çok insanın mutsuzluğunun sebeplerinden birisini ortadan kaldırmış olduğunu inkâr etmek isteyen birisi var mı acaba?
·
164 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.