Gönderi

Bergson, hayat ve madde arasında gördüğü dayanışmadan bütün evrenin mistik ve tinsel bir yorumuna ulaşır. Ona göre “Evren, aşkın, sevmek ihtiyacının gözle görülen ve elle tutulan yardır, kainatta bulunan butün varlıklar da bu yaratıcı heyecanın neticeleridir, onlar da bu heyecanın kendi tamamlayıcısını bulduğu canlı varlıklar ile bu canlı varlıkların meydana gelmesini sağlayan sayısız başka canlı varlıklar ve sonra da hayatın doğmasını mümkün kılan sonsuz büyüklükte maddedir.” Böylece Bergson, bir yandan bütün evren ve varoluşun temelinde bir aşk, sevmek gereksinimi ve yaratma heyecanı görürken diğer yandan maddenin gerçekliğini ve evrenin (hatta canlının) maddesel yanını da yadsıyıp yok sayma gereği duymuyor. Çünkü o canlı dogayı ve onun içerisinde gelinen en son ve gelişmiş nokta olarak gördüğü insan varlığını ve maddeyi bir süreklilik ve dönüşüm ilişkisi içinde tasarlamaktadır.
Sayfa 160 - Levent BayraktarKitabı okudu
·
89 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.