Padişah o günlerde fotoğraf denilen bu yeni icada takmıştı aklını, her şeyin fotoğrafını çektirmek, neredeyse sarayının dışında kalan bütün hayatı, bu fotoğraf denilen sihrin siyah-beyaz şekillerinde görmek istiyordu; insanlarla yüz yüze gelmekten, onlarla konuşmaktan sıkılıyor, hem de bütün insanlardan biraz ürküyordu ama fotoğraf, bütün o insanları onu sıkmayacak ya da korkutmayacak bir biçimde, kâğıtlar halinde önüne getiriyordu ve insanları kâğıttan şekillere dönüştürmek Padişahın müthiş hoşuna gidiyordu. Üstünde insan suretleri olan o kâğıtlara bakıyor, o insanlarla ilgili fikirler serdediyor, görünüşlerine, bakışlarına göre kimine kızıyor, kimini seviyor, sonra sıkılıp onları atarak yeni fotoğraflar, yeni yüzler, yeni şekiller, yeni kâğıtlar istiyordu.