Müslüman toplumunda doğan bir çocuğun Kitabının Kuran, peygamberinin hz. Muhammed olmasından daha doğal bir inanç şekli yoktur elbette. Tıpkı Hristiyan toplumlarda doğan bir gencin Kitabının İncil peygamberinin İsa olması gibi. Aklını kullanmadan birçok insan, atadan gelme bu inancı taklidi bir biçimde sürdürmektedir. Belki bundan dolayıdır ki Kuran " hala atalarınızın dininde mi yürüyeceksiniz ?" sorusunu sorar. Bu doğal gelen inancı sorgulamak, doğrulamak hangi toplumda doğmuşsa doğsun, akıl meleklerine sahip her insanın olmazsa olmazı olmalı. Hele ki bu kişi Kuran'a inanmışsa. Diğer büyük ilahi kitapları okumaktan çekinilmemeli, korkulmamalı. Temiz aklı, vicdanı, sağduyusu onu mutlaka doğru olana götürecektir. Ya da inancının Allah'tandır deme eminliğine sahip olmanın haklı gururunu yaşatacaktır. Zira şu ana kadar okuduğum tüm ilahi kitapları kıyaslayan birisi olarak, tüm bu kitapları okuyanların da Kuran'ın insan zekasının bir ürünü olmadığını görmesi hiç de zor olmasa gerek. Tevratı okurken, Kuran'la uyumlu anlatımları görmekle birlikte, Kuran'la tamı tamına zıt, ilahi bir kitaba yakışmayan cümleleri görmek hele bir de ağzınız açık kalacak peygamber anlatımları görmek, gözden kaçırılmayacak bir ayrıntı olarak karşınıza çıkacaktır. Özellikle Lut kavminin eş cinsel günahının helakından sonra Lut peygamberinin kızları ile durumunu okurken. ( yaratılış 19. Bölüm 30-38) Bu bölümlerin sanki, Lut kavminin intikamını almak isteyen kötü kişilerin ellerinden çıkmış gibi beşeri cümleler taşıdığı dikkatten kaçmaz. Tevratı okurken dikkati çekecek belirginlikte iyilere verilecek ödülün Cennet yerine ölüm diyarına düşmemek ve ödülü peygamber ağzı ile dünyadan istemek olduğu görülecektir. Ölümle insan sanki yok olacakmış gibi anlatımlar sunulmuştur. Bu durum, hemen hemen hiç bir bölümde ahiret yaşamı ile ilgili tek bir cümle olmayışını da eklersek, insanı ister istemez Tevratta ahiret inancı yok zannına iter. Yeryüzündeki zulmün ve adaletsizliğin kalkmasını insanın çabası, büyük mücadelesi ile kalkacağını savunan Kuran aksine Tevratta, yeryüzündeki adaletsizliğin sorumlusu olarak Tanrı görülür. Bu sebeple sıklıkla Tanrıya öfkelenen, kızan, öğüt veren bir insan görürsünüz okurken. Düşmanla savaşacak, fakirliği, zulmü yok edecek, yeryüzünü kaostan kurtaracak insan değil Tanrı dır. Tanrıya bağlılığın en güzel göstergesi çoğunlukla sunulan yakmalık kurbandır. Tanrıya sunulan kurban rituelinden sıklıkla söz edilir. Adeta insana korku filmlerdeki kurban etme sahnelerini hatırlatırcasına, yakmalık sunuyu iyi yapanın duaları kabul olur izlenimleri verilir. Ne olursa olsun okurken ilahi cümleleri hissetmek, aralara serpilmiş vahiy kırıntılarını görmek insana yine de tek Tanrı inancına inanmanın huzurunu verir. İyi okumalar....

Zebur - TevratKolektif · Yason Yayınları · 201529 okunma

·

97 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Edibe Güler