Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

121 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
Halil cibran, Kuzey lubnan’ın yemyeşil otlarla kaplı dağlık bölgesinde itibarlı dini bir geçmişe sahip, sorumsuz ailenin reisi tarafından sefalet ve yoksulluğa terkedilmiş, Hristiyan Maruni mezhebine bağlı bir ailenin her zaman düşünceli ve içe kapanık çocuğuydu. Cibran, Ailesinin yoksulluk koşullarından dolayı sanat ve edebiyatın heyecan dolu dünyasını keşfeden tek üyesi olabilmişti. Derinden bağlı olduğu kız kardeşlerinin Mali sıkıntı ve Ortadoğu gelenekleri nedeniyle okula gidememeleri zihninde ve ruhunda duygusal etki bırakarak daha sonra ki dönemlerde kadınlara özgürlük çağrısında bulunarak, “VERDE EL- HANİ” gibi evli bir kadının kocasından kurtuluşunu dava edinerek betimlemesine, sefalet ve kölelikten özgürlük çağrısında bulunarak, feodal ağaların gaddarca haksızlıklarını ortaya döküyor. Din adamlarının sert ve olumsuz eleştirileri onu hükümet nezdinde sansür ve aforoz edilme düşüncesiyle endişelendirmiştir. Nitekim, Yaşamının sonraki evrelerinde kadınların özgürlüğü ve eğitimi davasında öncülerden biri olacak ve güçlü, iradeli, entelektüel ve bağımsız kadınları çevresinde toplayacaktır. “Rüzgarın okşamasıyla özgürlüğün önünde mutlu olan bu ağaçlar ve güneşin ve ayın ışınlarıyla onun görkemi önünde onurlanır. Özgürlüğün kulaklarına kuş sesleri dolar ve etekleri esintilerle dalgalanır. Özgürlüğün havasına bu çiçeklerin nefeslerindeki güzel kokular saçılır ve gözlerinin önünde sabahın gelişi gülümser. Bütün bunlar dünya hayatında doğanın yasasıyla olur, özgürlüğün şerefi ve neşesi bu yasanın doğasıyla yayılır. Bu mutluluk sadece insana yasaklanmıştır, çünkü insan kendi yaptığı dünyevi yasalarla ölümsüz ruhunu bağlamaya kalkar. O, bedenini ve ruhunu merhametsizce yargılar, sevgisini ve arzusunu karanlık zindan duvarların ardına kapatır, yüreğine ve aklına derin bir mezar kazar. Eğer biri kendini toplumdan ve yasadan ayırırsa insanlar onun ve onun gibilerin bir asi ve aralarından kovulmayı hak eden kötü biri olduğunu söylerler; düşmüş. Kirli ve sadece ölüme yakışır biri… insan sonsuza kadar kendi koyduğu yasanın kölesi olarak mı kalmalı, yoksa ruh adına ruh’u yaşatmak için günlerini özgürleştirilmeli mi? Yere bakmaya devam mı etmeli, yoksa dikenlerin ve kafataslarının üstüne düşen gölgesini görmesin diye gözleriyle güneşe mi bakmalı?” İnsanın en keskin duygularından biridir isyan. Kimi aşk için, kimi hak için, kimi özgürlük için, kimi de adalet için başkaldırır. Yaşamla sorunu olmayan insanın yapacağı iş değildir, isyan etmek. Bir derdi olmalı isyan edenin. Özgürlük çağrısının lideri; Halil CİBRAN- asi ruhlar
Asi Ruhlar
Asi RuhlarHalil Cibran · Süre Yayınları · 20112,542 okunma
·
649 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.