Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Tanrı Mitra Hind-Avrupalılar'ın en eski tanrılarındandır. Daha sonraları Hindistan' da, İran'da önem kazanacak ve hatta bir tanrı olarak Roma'ya kadar gidecek olan bu ilah Vedalar' da tali (Vedalar' da bu büyük ve önemli ·işler gören tanrı ların yanında daha az öneme sahip pek çok tanrı veya kahraman mevcuttur. Hatta bazen öyle ileri gidilmiştir ki, taş, toprak, su, dağ ve benzeri herşey tanrılaştırılmıştır. Bunları "Tali tanrılar" adı altında toplamak uygun olacaktır. Syf59) bir ôneme sahip görünür. Vedalar'da sadece bir ilahi (Rig Veda 3.59) ona adanmıştır. Tanrılarla insanların arasını bulur. Güneş onun gözüdür, hiçbir şey onun gözünden kaçmaz. Buraya kadar anlatılan tanrılar içerisinde daha sonraları alacağı pozisyon dolayısıyla en önemlisi Vişnu'dur. Vişnu Hinduizm'de Brahma ve Şiva ile birlikte ana üçlü tanrılar grubunu meydana getirecektir. Bu kontekste Vişnu "avatar" yani "hulûl eden tanrı" olacaktır. Bu üç tanrı ilginç bir şekilde Hristiyanlığın teslis akidesini andırmaktadır. Brahma "Baba'', Vişnu "Oğul", Şiva da "Kutsal Ruh" durumundadır. Avatar olan Vişnu, Brahma'nın tarihileşmiş ya da kişileşmiş halidir. Bu tanrıların dışında nehirler, dağlar, ağaçlar hatta silahlar bile tanrılaştırılmıştır. Hind-Avrupalılar'da belki de hiçbir sözcük "tanrı" kelimesi kadar çok kullanılmış değildir. Mamafih onların kullandığı bu terimle bugün bizim kullandığımız terim arasında kavram ve konteks açısından çok fazla farklılığın olduğuna şüphe yoktur. Büyük ihtimalle tanrı kelimesi eski toplumlarda herşeyin arkasındaki ana prensip anlamına geliyordu. Tabiatta var olan herşey kendinden önceki bir ilk prensibin (karma) sonucu meydana gelmekteydi. İnsan belli bir şeyi kullanmadan, onu kendi menfaati doğrultusunda işlemeye geçmeden önce ilkin onu meydana getiren ara durumları keşfetmek zorundaydı. Üretilen herşey incelendiğinde, arkasında başka bir prensibin olduğu keşfediliyordu. Herşey bir başka şeyden yapılmıştı. Herşeyin başka bir şeyden yapıldığı imajı primitif toplumlarda oldukça yaygın bir inançtır. Kuşkusuz felsefelerde "cevher" adıyla anılan kavram da bu inançla yakından ilişkilidir. İşte insan herşeyin arkasındaki prensibi bu şekilde keşfetmiştir. Yakın bir zamana kadar ateşle ilgili bir tanrı olan Agni'nin "sularda" nasıl oturduğu problemi halledilmiş değildi. Ateş ve su iki ayrı ve zıt elemandı. Bununla birlikte Agni'nin bir enerji prensibi olması bu problemi çözmüştür. Su da Agni gibi akuatik bir enerji veya hayat deposudur. Agni gibi su da hayatm sembolüdür. Bundan dolayı Agni'nin sularda oturması şaşırtıcı olmamaktadır. Herşeyin bir sebebi olduğu inancı Hindu düşüncesinde öylesine hfıkim olmuştur ki, sonralan ortaya çıkacak olan karma doktrini ve tenasüh inancı tamamen bu kaynaktan neşet edecektir. Böylece Vedalar'da tanrı kelimesinin monoteist dinlerdeki anlamından uzak olarak ilk prensip şeklinde düşünülmesi gerekmektedir. Bu görüş Upanişadlar'daki panteizme geçiş sürecini de açıklar mahiyette görülmektedir.
Sayfa 62 - +63 pdfKitabı okudu
·
234 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.