Gönderi

Biz Cezayir'e gelmeden, yerlilerin âdeti, kâfiri görünce çil yavrusu gibi dağılmaktı. Yüz yıldan fazla zamandan beri Cezayir'de devlet ve hükûmet diye bir şey yoktu. Kâfirler bunu nimet bilmiş, sahilin en iyi limanlarını ele geçirmişlerdi. Şimdi verdiğimiz bütün emekler bir avuç akılsız yüzünden heba olmak üzereydi. Ülkeye getirdiğimiz ticaret ve zenginlik ise biz çekilir çekilmez ortadan yok olurdu. Ancak aklı kısa olanlar, bu hakikatten gaflet ediyorlardı. Düşündüm ki, bir müddet için Cezayir'i bırakıp ülkenin bir köşesine çekileyim, korsanlıkla uğraşayım, kara işleriyle meşgul olmayayım. Bakalım, Cezayirliler ülkelerini nasıl idare ederler, nasıl geçinirler, nasıl savunurlardı? Birkaç yıl önce olduğu gibi elçi elçi üzerine gönderip geri dönmem için yalvaracakları muhakkaktı. O zaman geri dönerdim, artık bizi Cezayir'den kimse çıkaramazdı. Zira askerlik ve devlet idaresi Türk'e mahsustur.
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.