Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Gönderi
"Büyük Kartal Öldü" fatihin ölüm haberinin Avrupa'da yayılışının başlığı.
Ölümü bile insanlarda nasıl bir hayranlık uyandırıyor bu başlık anlatıyor.
Koskoca Fatih, Büyük Fethin Muhatabı Fatih… nasıl anlatılır hangi kelime tam olarak onu anlatmaya yeter bilmiyorum. Hayran olmamak elde değil, okuyunca bunu bir kez daha anladım. Nasıl bir ecdada sahip olduğumuzu yeniden hatırlayıp gurur duydum ecdadımla.
"Bugün milletimizin en büyük ıstırabi-kendisi farkında olsun olmasın-haşmetli geçmişiyle, kültür ve medeniyetiyle, diniyle, diliyle, kısacası öz kaynaklarıyla irtibatının koparılmış olunmasıdır."
Yukarıdaki cümleyi okuyunca içim sızladı. Sizlerde de aynı duygular oluşuyor mu bilmiyorum ama olan ile anlatılan arasında bu kadar derin bir uçurumun olması beni gerçekten derinden üzüyor. Hele de bu anlayamadığımız ve utandığınız ecdadımız ise daha bir yakıcı oluyor. Ben kendi adıma anlatmaya devam edeceğim, anlamaya da tabi. Umarım herkes bir gün nasıl bir geçmişinin olduğunu idrak eder nasıl bir ecdada sahip olduğunu anlar. Fatih gibi iki çağın sultanı ise hele de anlaşılamayan herkeste derin bir iz bırakmalı bu durum. Boğazda düğüm gibi durmalı.
Fatih ki Tarihi aşan uygulamaların sahibidir. İleri görüşlü olmasının verdiği özveri ile nice beldeler aşmış nice yerleri fethetmiş ve gittiği her yere Müslümanca şuurla barışı ve merhameti götürmüştür. Adalet timsali padişahın bu millete geçmişte olduğu gibi şimdide anlatacak ve iz bırakacak çok derin bir yaşantısı var. Geçmişle sınırlandırmak ona yapılacak en büyük haksızlık olur diye düşünüyorum. 500 sene uygulanan hukuk anlayışından öğreneceğimiz çok şey var değil mi.
Ama burada bunun detaylarından daha çok sayın hocamız Yavuz Bahadıroğlu’nun da üzerinde daha çok durduğu fetih ruhu ve şuurundan bahsetmek daha yerinde olacaktır. Fatihi Fatih yapan his sadece toprak büyütme olmamalı değil mi? Büyük Fethin mimarı II. Mehmed’i Fatih yapan şey neydi. O ilmi, manevi olgunluğa genç yaşına rağmen nasıl ulaştı? O nasıl bir aşktı ki Fatihi günlerce uykusuz bıraktı? Bunların üzerinde durmamız gerekmiyor mu sizce de? Nasıl bir atmosferde İstanbul Fethi hayal oldu da sonra adım adım gerçeğe dönüştü?
Bütün bu soruların cevabını elbette ki kitapta detaylı olarak bulacaksınız. Ama ben bizlere değinmek istiyorum. Ecdadımızın bizlere emanet ettiği o ruh nerede bunu sormak istiyorum önce kendime sonra da herkese. Altı yüz yıllık bir hükümdarlık, asırlarca süren bu fetih aşkı, ruhu Müslümanca bakış, yaşayış hani nerede, nereye gitti bunu sormamız lazım kendimize. Koca bir çınardan bizim nasibimize çürümüş yapraklar mı düştü yoksa? Hani nerde kıymet bilen, değer bilen, geçmişini bilen neferler nerede diye bir durup düşünmek lazım. Bu kitabı okuduğunuz da Fatihi yetiştiren o atmosferi, fethin ruhunu okuyacaksınız eğer resme doğru tarafından bakmayı becerebilirseniz. Fatih gibi bir padişahın torunları olmanın haklı gururunu o zaman hakkı ile yaşayıp yaşatabiliriz diye düşünüyorum. O derin ufku o zaman idrak edebiliriz çünkü. Anlatılacak o kadar çok şey, yazılacak o kadar çok husus var ki, nerden başlasam bilemedim. Önce arka kapağa yer vereyim
"Fatih'i yetiştiren atmosferin resmi, kanaatimizce, genç nesillere, "geniş ufuklu insanlar” olabilmenin sırlarını vermektedir.
Böyle insanlar yetiştirmede hayli çorak dönemler yaşayan bu ülkenin eğitimcilerine, bahsi geçen noktada başarılı olmuş bir devrin insanlarını anlatmanın, gelecekte bu sorunları aşma adına, faydalı olacağını düşünüyoruz. "
Sonra da birkaç alıntı bırakarak Avrupalı tarihçilerinin ve bazı araştırmacıların Fatih Sultan Mehmed hakkındaki alıntılarına yer vereceğim. Umarım onların bile tarafsızca bahsettiği Mehmed’i Fatih yapan ruhu bizlerde o zaman hakkını vererek anlar ve idrak ederiz.
Kılıcını herhangi bir cihangir gibi istilacılık yolunda değil prensip uğrunda imanının icabı olarak kullanmıştır.
Fatih Sultan Mehmed'in gayesi, sarih, en ince noktalarına kadar hesaplanıp tespit edilmişti. Evvelâ İstanbul'u fethederek Hz. Peygamber'in metheylediği emir olacak, sonra da gözlerinde fer dizlerinde derman kalmamış olan İslam tefekkürünü el yordamıyla yürümekten kurtarıp yeni bir terkibe götürecekti.
FATIH, SIYASÎ ve askerî kudretine ramettiği milletlere adalet, şefkat ve müsamaha üçgeninde hükmetmesini bilmiş, bu itibarla beldelerin yanı sıra kalpleri de fethetmiş büyük bir hükümdardır.
Istanbul Fatihi sağlam bir Müslü man, çok iyi bir mümin, halis bir dindar, İlâhî hükümlere mana ve madde planında sıkı sıkıya bağlı bir kul, nihayet iyi bir devlet adamı, hukukçu ve askerdi.
Osmanlı tarihinde ve dünya tarihinde bilinen ilk Türk yükseköğretim kurumu Sahn-ı Seman medreselerini kurmuştur. (ilk İstanbul Üniversitesi ki yalnız din ilimleri değil tıp başta olmak üzere bütün fen ve edebi ilimler de okutulurdu.)
Sultan Birinci Murad tarafında kurulan ve pençik adı verilen kurumu Enderun Mektebini -saray üniversitesi- "ideal insan makinesi" adı ile yeniden sistemleştirmiştir.
"Fatih, Rönesans'ın en büyük ilhamlarından biridir. Rönesans Fatih'in, İkinci Bayezid'in ve Yavuz'un toleransına çok şey borçludur.". P. Faure
"Dünya tarihinde bir dönüm noktası koymuş, Doğu ile Batı'nın kapısında durmuş, her iki álemin kültürünü nefsinde toplamış bir insandı." Alman tarihçisi A. D. Mordtmann
"Ayasofya'nın, bu muhteşem kilisenin muhafazasını, asırlar görmüş yapının zamanın tahribatına karşı müdafaasını, sırf Türklerin sahip olduğu teknik maharete ve iktisadi kaynaklara borçlu olduğumuzu itiraf edelim.". Paul Wittek
"nikris" yani "goutte - gut" hastalığına yakalan padişah Uzun zamandır hasta olmasına rağmen 'Niyyet-i gaza, kasd-ı kafir' diyerek Maltepe'ye gitmek üzere gemiye bindi. O an İstanbul'u uzun uzun seyretti otağına geçince yatağa girdi ve çıkamadı. söylenenlere göre hususi hekim olarak yanına aldığı kişi zehirledi. hangi sebep ile olursa olsun Sultan daha 49yaşında iken 3 Mayıs 1481 perşembe günü ikindi vaktinde ahirete göç eyledi. Allah ondan razı olsun.
·
531 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.