Gönderi

224 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
İnsan bir sesle, kokuyla ya da biriyle karşılaşarak bir anda nasıl oluyor da çocukluğuna ışınlanıp, anılarını capcanlı hatırlıyor? Anlatıcımız Trond, aslında 67 yaşında ama bu kitapta daha çok 15 yaşının yazında yaşadıklarını anlatıyor bize. Yine çok sevdiğim, (kısmen) çocuk gözünden anlatılan bir roman. Sakin, dingin, doğayla iç içe bir kış kitabı arıyorsanız tam size göre. Petterson, bu kitapla 2007 yılında Uluslararası Dublin Edebiyat Ödülü'nü kazanmış. Trond, tek başına şehirden kaçıp, karlı bir mevsimde kulübesindeki hayatına "Dickens" okuyarak adapte olmaya çalışırken, bir anda 15 yaşında, hayatının devamında epeyce belirleyici etkisi olan, babasıyla geçirdiği yaza ışınlanıyor ve arkadaşı Jon ile "At Çalmaya Gidiyorlar". Ah evet yine Norveç ve yabana kaçan bir erkek: Doppler'i okumuş olanların hemen aklına gelmiştir. Ama içerideki öyküler epey farklı. Trond, 1948 yılında, 15 yaşında anlam veremediği olayları, 67 yaşındaki yetişkin bakış açısıyla anlamlandırmaya çalışırken öyküsünü anlatıyor. Arka planda, bir de 1942'de Almanlara karşı direniş hareketinin öyküsü de var. Romanın beni en çok etkileyen sahnesi bozulan bir kuş yuvasıydı. Tüylerim diken diken oldu. Petterson'un anlatımını, yalın dilini, betimlemelerini çok sevdim. Bir diğeri ise, Trond bahçede ot biçerken, ısırgan otlarını ellerini acıtmaları sebebiyle biçmeyi bırakması üzerine, babasının “Ne zaman acıtacağına sen kendin karar verirsin” deyip çıplak elle otları yoluyor. Bu sözü Trond hayatı boyunca unutmuyor, bize de unutturmuyor.
At Çalmaya Gidiyoruz
At Çalmaya GidiyoruzPer Petterson · Metis Yayınevi · 20211,123 okunma
·
322 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.