Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

130 syf.
8/10 puan verdi
Mülk O'nundur.
Selamun aleyküm. Bu eser Mustafa Ulusoy'dan okuduğum ilk kitaptı. Eserin içeriği yazarın kurgusal olan terapi hikayelerinden oluşuyor. Buyurun öyküleri inceleyelim. İlk öykü: 'Cennetin Çocuğu' Bu öyküde evladını kaybeden annenin terapisti arayarak içimdeki acıyı giderecek, ‘beni rahatlatacak bir söz söyle’ demesi üzerine terapistin cevapları anlatılıyor. Terapistimizin cevap vermek için debelendiği noktada eşinin ona yardımcı olarak aslında ölen birini kayıp etmediğimizi, bedenin ölse bile ruhun ölmediğini dolayısıyla bunun kayıp olmadığını belirtmesi çok kayda değer bir güzelliktir. Eşinin 'Mülk yalnızca O'nundur' cümlesini hatırlatarak insanın faniliğine işaret edilir. Buradan ilham alarak terapist danışanını rahatlatacak cümleler kurar. Bu öyküde dikkat çeken diğer bir husus da inanmanın kişiye getirdiği bir artının ve huzurun olması. İnsan vefat eden biriyle tekrar kavuşacağını, ruhunun aslında ölmediğini bilmesi onun huzura ermesinin vesileleri olur. İkinci öykü: ‘Tesellici’ Dr. Mavi’nin ruhsal sıkıntılar yaşaması üzerine kendisini teskin edecek birini aramasının konu edinir. Dr. Mavi’nin içindeki sıkıntıları kimseye açmak istemeyişi ve buna mukabil anlatmak ihtiyacını da hissetmesi yaşadığı bocalayışı çok güzel özetliyor. Bu konuda çok güzel bir alıntıyı paylaşmak istiyorum ‘’ Konuşan insan, öyle kolay kolay dertten ölmez. Bir insan konuşmadı da içine gömüldü müydü, sonu felakettir.’’ -Yaşar Kemal İnsan sıkıntılarını, hezeyanlarını içine ata ata bir süre sonra şişer ve artık onlarla yaşayamaz hale gelir yani felaketi olur içinde yaşaması. Dolayısıyla en azından yazarak bile sıkıntılarımızı anlatmak insana iyi gelir. Karakterimiz bu bölümde ayın önemini idrak eder ve onla bağlantı kurarak Allah’ a ulaşır. Mutlak Tesellici’nin Allah olduğunu anlar ve mutlak tesellicinin özelliklerini sayar. ‘’Tesellicinin nuru ile nesnelerin ne olduğunu, hayatın ne olduğunu insana öğreten ise, Mutlak Teselliciydi. Mutlak Tesellici insanın kalbinden geçenleri bilir, insanın kendi hakkında bilmediğini bilir, insana şefkat eder, insanı dinler, şimdi işim var demez, insanı hiç ihmal etmezdi. ‘’ En yakınımıza bile derdimizi açtığımızda sıkılma, yüz çevirme ihtimali olabilir fakat Mutlak Tesellici öyle değildir. O insana hep önem verir, duasına icabet eder. Üçüncü hikaye: Kayıp Kedisini kaybeden karakterimiz çok üzülüyor. Onu en çok üzen ise meçhuliyetti. Kedisi ölse öldüğünü bilecekti fakat kayıp olması onu hep düşünmeye, sürekli üzülmesine, zihninin orada kalmasına sebep oluyordu. Bu soruna getirdiği çözüm ise çok mantıklıydı. Durumu kabullenmişti ve kedisini Rabbine teslim etti. Yazar kedisini kayıp eden karakterimizin çok üzülmesi üzerinden dünya hayatının faniliğine dikkat çekiyor. ‘Burası kalıcı yer değildi.’ Cümlesi beni çok etkiledi. Dördüncü öykü: Süreyya’nın Kedisi Süreyya bir gün bahçede oyun oynarken bir kedi ile karşılaşır ve onu sahiplenir, besler, büyütür. Süreyya kedisi bir gün hastalanınca düzelmesi için çok dua eder fakat kedi ölür. Bundan sonra Allah’ a isyan eden sözler sarf eder. Dr. Mavi danışmanı Süreyya’nın kedisiyle yanlış bir ilişki kurduğunu söyler. Bu ilişkiyi çok güzel bir şekilde tahlil eder ve isim vermeden bu tahlillerini bir gazetede paylaşır. Süreyya bir gün bu yazıları görür ve kendisi olduğunu fark eder ve Dr. Mavi’ye mektup yazar. Yazar yine burada dünya hayatinin faniliğine değinir. Beşinci öykü :Süreyya’nın Dönüşü Önceden değindiğim gibi mektup gönderir Dr. Mavi’nin tahlillerini doğru bularak hatasını kabul eder. Altıncı öykü: Amerika’da ağaçlar neden mutsuzdur ? Dr. Mavi Abd’de olan Süreyya’nın mektubunu cevap yazar. Bu bölümde en dikkate değer kısım şudur : Ağaçlardaki sadece güzelliği görmenin yaratıcıya götürmemesi ağaçları mutsuz eder diyor yazarımız. Yedinci öykü :Ay Terapisi Bu bölümde danışanı olan bir hanfendinin nişanlı iken nişanı bozması ve evlenmek üzere olan bir arkadaşı ile olan hasetleşmeyi ele alır. Son kısımlarda iki hanfendi de kötü bir rüya görür ve kalkar aya bakarlar. Ve yaptıklarının yanlış olduğu sonucuna varırlar. Burada dikkat çeken husus yazarın iki hanfendiye de ‘ay hepimizin’ dedirterek bu dünyada tek fert olarak yaşamadığımızı vurgulamasıdır. Sekizinci öykü: Şeytanın Hasedinin Psikodinamiği Şeytan Hz. Adem’e haset ederek, rabbine karşı gelerek aslında her şeyini kaybetmiş oldu. Burada yazarımızın değindiği husus çok müthiş önem arz eder. Der ki yazar: Şeytan Hz. Adem ve Hz. Havva’nın cennetteki ağacın yasak oluşunu diğer bütün nimetlerden de mahrummuş gibi göstererek hata yapmalarına neden oldu. Bunu hala yapıyor Şeytan. Örneğin günümüzde çok önemli olan akıllı telefondan mahrum kalan bir çocuğu düşünelim. Bu çocuğa şeytan kendisini sanki başka nimet verilmemiş gibi her şeyden mahrum olduğunu zannettirir ve çocuk bu duruma çok üzülür ailesine karşı büyük hatalar yapabilir. Onuncu öykü: Ayın halleri Yazar burada ayın sürekli değiştiğini anlatır. Onbirinci öykü :Gol ve Ölüm Dr. Mavi danışmanlarını dinler ve onların yaşadığı büyük sıkıntılardan üzüntü duyar. Terapi sırasında dışardan golll sesleri yükselir. Doktor bu durumlardan büyük mesajlar çıkarır. Ve der ki ölümle yüzleşebilen insanlar diğerlerinden daha güçlüdür. Dindar bir psikiyatrist olan Mustafa Ulusoy bu eserinde dini kavramları muazzam bir şekilde işler. Fanilik, Mutlak Acizlik, Varoluşsal Problemler gibi temaları konu edinir. Psikolojide insanı tanımak amaç, tasavvufta ise araçtır. Ulusoy etkilendiği Said Nursi gibi yazarlardan da destek alarak bu iki ilmi birbirlerini tamamlar nitelikte eserini yazar. Kitap benim için çok akıcıydı. İçinde ayet-hadislere, tasavvufi kavramlara yer verilmesi beni esere daha çok bağladı. Okumanızı tavsiye ederim. Kitaplarla kalmak ümidiyle… İbrahim Serdar
Ay Terapisi
Ay TerapisiMustafa Ulusoy · Kapı Yayınları · 20131,799 okunma
·
307 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.