Güzel inceleme olmuş. Öncelikle teşekkürler. Romanı hatırladığım kadarıyla naçizane bir katkı yapayım:
Oblomov bir toprak ağasının oğlu idi. Asilzade Oblomov'un Feodal üretim ilişkilerine tabii olan hayatı serfliğin kalkması ile birden değişiyordu. Kendini kapitalist üretim ilişkilerinin olduğu bir dünyada bulan Oblomov(Avrupa'da rerflik en geç Rusya'da kaldırılmıştı) hayata ayak uyduramıyor, yabancılaşıyordu. Oblomov bir ara bir devlet dairesine girip çalışmış ancak orda tutunamamıştı. Dairenin müdürü için "çalışanlara, işleri halledenlere iyi davranmasını bekliyordum," minvalinde birşeyler söylemişti. Oysa müdür onlara kızıyor, onları sıkıştırıyordu. Oblomov, daha çok sanki Rusya'daki değişim karşısında tutunamamış bir karakter. Dışarıdaki hayatı kabüllenmemesi, ki bizler için de zor bir hayat, yaşamıyla biraz farklı olsa da Melville'nin Katip bartleby'in pasif direnişini hatırlatması benim karaktere sempati duymama neden oldu. Tabii psikolojik tahlili yapıldığında patolojik durumu da olan bir karakter gibi.