İstikbalin ona vaadettiği hiçbir şey yoktu artık, Osman'a "hayat ve insanlar biraz eksik her zaman demişti",
"Ne o eksikliği tamamlayacak bir kudretim, ne de hayata ve insanlara, onlara o eksiklikleriyle kabul etmeye razı olacak bir düşkünlüğüm vardı."