Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bilmeden konuşmak ilmin günahıdır
Elbette bir insan herhangi bir konuda bilgisi olmadan fikir sahibi olabilir ki sanırım hemen hemen her insanın elbet böyle yaptığı bir alan vardır. Bir insan astronomi bilgisi olmayıp dünyanın şeklinde haklında bir görüşe, fikire sahip olabilir. Herhangi bir kutsal kitabı okumadan o kutsal kitap hakkında görüş sahibi olabilir. Lakin! Bir insan eğer görüşlerini kendisinden bir başkasına açıyorsa işte orada durmalı! Eğer görüşlerini insanlara açıyorsa o noktada o kişi sahip olduğu fikirler hakkında bilgiye (bilen birini referans göstermesi, kaynak vb. de bilgidir) sahip olması gerekir. Bu ilmin ahlakıdır bana göre. Ve bir insan bilgisi olmadığı konuşuyorsa da ahlaksızdır. (görüşe sahip olduğu için değil fikirlerini belirttiği için) Örneğin önceki yazımızda bilimden örnek verdik. Dünya üzerindeki her insanın muhakkak bilimsel teoriler hakkında bir görüşü vardır. Doğaldır olabilir, lakin eğer bu görüşlerini insanlara açıyorsa hele hele kitlelere karşı konuşan bir kişi ise muhakkak bilgi sahibi olması ve konuştuğu konuda emek vermesi gerekir. Bilgi sahibi olunmadığı sürece insanlar elbette görüşlere sahip olabilir lakin bu fikirlerini kendilerine saklamalıdır. Teoloji ve felsefe, bilginin olmadığı zaman görüşlerin insanın kendisine saklaması gerektiği en en önemli alandır. Bu her görüş için geçerlidir. Çünkü bu alanların da belli bir eğitimi, bilgi birikimi, yöntemi vb. vardır. Nasıl ki bilim hakkında bilmeden konuşamazsak felsefe ve teoloji hakkında da bilmeden konuşamayız. Lakin felsefe ve teoloji hakkında bilmeden konuşmak diğer disiplinlere göre çok daha faciadır. Neden mi? Çünkü herhangi bir bilimsel teori hakkında bilmeden görüş belirttiğinizde bunun pek bir etkisi olmaz. Bilim insanları yine yapacaklarına devam eder. Bilimin itibarını, kabul edilebilirliğini zedelemiş olursunuz bu kadar. Lakin hayati düzeyde bir şey olmaz. (Salgın , hastalık vb. şeyler hakkındaki bilgiler dışında) Örnek vermek gerekirse dünya düz diye kabul etseniz ya da yuvarlak diye kabul etseniz de hayat sizler için akmaya devam eder. Ancak felsefede ki özellikle teolojide bu böyle değildir. Herhangi bir konuda bilginiz olmadan belirteceğiniz bir görüş bir başkasının ölümden sonraki var olan bir hayattan edebilir! Şuandaki hayatından da edebilir. Çünkü insanların tüm hayatı felsefi ve teolojik görüşler üzerine kurulur. İnsanlar ahlakını, hayat amacını, diğer tüm görüşlerini hatta bizzat varlığını bu alanlar üzerine inşâ eder. Bu yüzden bu alanlarda söylenecek sözler çok ama çok önemlidir. Halbuki insanlara göre ne kadar kolay değil mi? "Allah yok din yalan karşim" , "Sen şimdi bu teneke iphone oldu diyorsun ha!" Bir ateistin bilgisizce belirteceği bir görüş sırf o bilgisizliğin kafa karıştırıcılığından dolayı bir dindarı dinden edebileceği gibi aynı şekilde bir dindarın bilgisizce edeceği bir söz de ateistin dinden daha uzaklaştırabilir. Hem teorik hem pratik düzeyde bakarsak bu bir faciadır. Çünkü birinde tüm varlığın üzerine kurulduğu zemin kaybedilirken diğer tarafta üzerine bir varlık inşa edilecek bir zeminden mahrum kalınmaktadır. Teolojik ve felsefik görüşler hayatımızda hemen hemen her şeyi etkiler ve çoğu şey de bunun üzerine inşa edilirken hakkında en sallamasyon ve rahatça konuştuğumuz alanda yine bu alanlardır. Bu yüzdendir ki insanoğlu asırlar boyunca belini doğrultamamıştır çünkü asıl susması gereken konuda hunharca konuşurken başka yerlerde suskunluğu aramış. Velhasıl kelâm her alanda elbette görüş sahibi olunabilir lakin eğer görüşünüzü bir başkasına açıyorsanız ki bu özellikle felsefe ve teoloji alanında ise kesinlikle ne konuştuğunuzu bilmelisiniz. Bu bir arkadaş ortamı, aile içi bir durum olsa bile! Çünkü bir başkasının görüşünün manipüle olmasına neden olabilirsiniz. Ve fikirlerin katili olmak en büyük cinayettir.
·1 alıntı·
265 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.