Gönderi

61 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Modernizm, vahyin yerine aklı koyup, bilimi de peygamberi yaptı. Her şeye getirdiği “bilimsel açıklamalarla” ve “isim koymakla,” insanları o şeyin anlaşılmış olduğuna, başka bir deyişle yaratıcısı olması gerekmediğine, tesadüfen olduğuna inandırdı. Ve insanları büyük bir aldanışa sürükledi. Oysa açıklaması- nı bulunca ne değişiyor?.. Bu yazıları nasıl gör- düğünüzü açıklayınca, bu görme olayını siz mi yaratmış oluyorsunuz; ya da açıklayınca tesa- düfen mi oluyor!? Elinizdeki cep telefonunun nasıl yapıldığını açıklayınca, o kendi kendine mi ortaya çıkmış, kendi başına mı çalışmakta oluyor? Bence bu zamanın en büyük vesve- sesi bu: her şeye bir izah getirip, o şeyin Allah ile olan bağını gizlemek. Adeta aydınlatma iddiasıyla yapılan her bilimsel izah, insanları karanlığa gömüyor. Oysa hiç “şeytanın adımlarını” takip etme- ye gerek yok. Hakkı yerine koyup Allah’ı inkâr etmeden kâinatı incelemek, araştırmak, teknik buluşlar için çalışmak, zaten insanın yaratılış hikmetinin maddi kısmını gerçekleştirmek olu- yor. Kendi eserlerine gelince binbir telif kanu- nuyla koruyanlar, Allah’ın eserlerini sahipsiz mi sanıyorlar? Elbette sınav devam ettiği için dokunulmuyor ama bunun da bir süresi var. Yani aldanmakta fayda yok, bizi burada dur- durmuyorlar, ahirete sevkiyat var… Aynı gerçeği, bir gün Boğaz’dan vapurla karşıya geçerken kendisine “Peygamberlere ne gerek vardı?” diye soran bir ukalaya, oku- duğu kitaptan başını kaldırmadan verdiği etkili cevapta da yineler: “Niye vapura bindin? Karşıya kendin geçseydin ya!..
Zafer Dergisi - Sayı 540
Zafer Dergisi - Sayı 540Zafer Dergisi · 20215 okunma
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.