"Ben Yaman'ın nasıl göründüğüyle ilgilenmiyorum. Nasıl baktığıyla ilgileniyorum! Yaman başka türlü bir görüntüde de olsa umurunda değil. Bana öyle bakıyor ya! Hani böyle bana gözlerini dikip adanmış gibi bakıyor ya, böyle taparcasına, kendinden bile vazgeçercesine... Sevgi denilen kelimeyi bile hafifletircesine, çok daha ötesi varmışçasına bakıyor ya..." Geçmişin hesabını kapayan Yaman, en değerlisi ile artık mutlu olacaklarına inandıkları gelecek günlere hazırlanıyordu. Ta ki gelen o uğursuz habere kadar... Her şeyin yolunda gittiğini düşündükleri anda, adeta bir bomba gibi ortaya düşen bu haber, hem Alazların hem de Bozdumanların nazarında kıyametle eş değerdi. Kızımız Dağlı'nın peşine düşen Sansar bu zamana kadar kimsenin tanımadığı, oldukça iyi bilinen, kendini çok iyi gizleyebilen ve hiçbir işini yarım bırakmamış bir kiralık katildir. Bu kiralık katili kim tuttu? Nasıl ele geçirilecekti? Akıbetleri ne olacaktı? bunların hepsinin cevaplarını kitapta okuyoruz. Serinin dördüncü kitabı açıkçası beni son kısımları hariç biraz yordu. Sebebi bazı kısımların birbirine tekrar etmesinden kaynaklı. Flashback sahnesi okumuyoruz bunun sebebi beşinci kitapta saklı. Dördüncü kitabın genel havası kaçma- kovalama ve planlama olarak yürüyor. Bunun yanında Yaman ve Dağlı'nın birbirlerine olan bağları daha sağlam ve koparılamaz derecede güçleniyor. Yaman öyle güzel seviyor ki... Ama bazen de saplantısı yoruyor bunun sebebi de geçmişe gidince hak veriyoruz. Her zaman dediğim gibi; 'Ben bu kitapta kime yanacağımı cidden bilmiyorum!' Son sayfalar aksiyon babında öyle özlemişim ki! Çok çok çok iyi sahneler vardı! Özellikle Alaz'ın motosiklet kullanıp manevralar yapmasını çok özlemişim kdnsfndkf Arkadaşlar ben bu seriyi cidden çok seviyorum ya. Vallahi.

Bukalemun - YamanAslıhan Doğa · Theseus Yayınevi · 2021162 okunma

·

106 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tutku Petek