Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Şeriat Nasıl Bir Gericilik?
Şeriat Nasıl Bir Gericilik yazımdan; Başlığımızdan da anlayacağımız üzere. Şeriatın ne mana ihtiva ettiğini, anlamaya çalışacağız. Öncelikle çağdaşlık kavramına dikkat çekeceğim. Bunun nedeni ise Şeriatın çağdışı olduğunun söylenmesidir. Bunu söyleyenlere bende katılıyorum. Evet şeriat çağdışıdır. Şeriat bu çağın dışındadır. Çağ-daş iki heceden oluşmakta. Çağ; zaman, vakit anlamını taşımakta. Daş ise baş manasına gelmektedir. Yani çağdaş zaman dilimin başı, başı çeken demektir. Bu çağın başını "Emperyalizm ve Demokrasi" çektiği için, bu sebepten Şeriat çağdışıdır, bu çağın dışındadır. Şeriat ile dünya düzeninin sağlanmadığı her çağın dışında, her çağın üzerindedir. Konumuza giriş yaptıktan sonra devam edelim. Gelelim çağdaş olduklarını söyleyenlere. Her konuşmasında Avrupa'da, Amerika'da şu şöyle bilmem ne böyle diyenlere. Şeriatı kan döken, haksız yere cana kıyan bir düzen olduğu iddiasında bulunanlara gelelim. Gelelim ki Allah'ın izni ile çakralarını açalım. Bilinmeli ki şeriatta şu ayetle beraber haksız yere cana kıymak yasaklanmıştır. İsra Suresi 33: "Haklı bir sebep olmadıkça, Allah'ın öldürülmesini haram kıldığı cana kıymayın!." Amerika "Emperyalist, Kapitalist" düzenin mimarı olan Amerika Kıtasının yerli halkı olan Apaçilere soykırım girişiminde bulunmuş olup, milyonlara yakın insanı katletmiştir. Fransızlar Cezayir halkına soykırım girişiminde bulunmuş olup, 800 bin kadar insanı katletmiştir. Şuan Ortadoğu'da yaşanan kıyımlar bu Emperyalist güçlerin sömürü düzenin işlemesi için yapılan zulümlerdir. Çağdaş dediğiniz Avrupa, Suriye iç savaşından kaçan mültecilere kapılarını kapamış, üzerine hor ve hakir görmüştür. 20.yy da akıtılan kan hiçbir dönemde akıtılmamış olup yalnızca ve yalnızca sömürü düzeni kurulması adına bu kanlar akıtılmıştır. Bu bilgilerden sonra gelin şeriat ne demek ona bakalım. Şeriat kelime manası; kanun demektir. Kur'an da ise; Maide 48: "Sana da (Ey Muhammed) geçmiş kitapları tasdik eden ve onları kollayıp koruyan Kitab (Kur'an)'ı hak ile indirdik. Onların aralarında Allah'ın indirdiği ile hükmet. Onların arzu ve heveslerine uyarak, sana gelen haktan sapma." Anlayacağımız üzere Allah'ın hüküm ve kanunlarına şeriat, şeriatı içinde bulunduran kitaba Kur'an bunların bütününe ise İslam denir. Ey iman ettiğini iddia eden kişi aman şeriat gelmesin, şeriat cinayettir bilmem ne diyen kardeşim. Bu cahillikten ve iftiradan başka bir şey değildir. Peygamber efendimizin risaleti 7690 bin gün kadardır. Aktif savaşmak zorunda kaldığı Bedir, Uhud ve Huneyn gibi en temel savaşların ikinci günü yoktur. Bu savaşanlarda ölenlerin sayısı da çok azdır. Gericiliğe gelecek olursak evet şeriat bu çağın gerisindedir. Şeriat düzeni çağımızdaki cinayetlerden geri kalmıştır. Yapılan zulümlerden geri kalmıştır. Kan kokusu almış köpek balığı gibi petrol kokusu almış Amerikan Emperyalizmden geri kalmıştır. Ben diyorum ki Emperyalist düzenin, Kapital sistemin getirdikleri ortada. Cemil Meriç'in söylediği gibi düşünüyorum; "Murdar bir hal'den muhteşem bir maziye kanatlanmak gericilikse her namuslu insan gericidir." Devam eder Cemil Meriç; "IV.Murat'a, Süleyman devrine dön! diye haykıran Koçi Bey'den Reşit Paşa'ya kadar Osmanlı Devleti'nin bütün ıslahatçıları gerici. Dante yaşadığı çağdan iğrenir. Balzac eserini iki ezelî hakikatin ışığında yazar: Kilise ve Krallık. Dostoyovski maziye aşık, Balzac gerici, Dostoyovski gerici." der. Çağdaşlık çağa ayak uydurmak değil, gericilik geriye gitmek değil. Çağdaşlık da gericilik de özlemdir. Hakikat, adalet, hürriyet özgürlüğü ve özlemidir. Şeriat ise bu olgunların yaşam alanıdır. Bakınız; Rad Suresi 11. Ayet Meali; "Bir topluluk kendini değiştirmedikçe Allah o topluluğun akıbetini değiştirmez." Kur'an da Allah bize yolu gösteriyor. Değişim olmadıkça dönüşüm olmaz diyor. Cumhuriyet ilanından bu yana Türkiye Devletinin ve milletinin karşılaştığı problemlerin aynı olduğunu ve bunlara çözüm üretemediğini görmekteyiz. Bunlar nelerdi bir hatırlayalım; darbeler, ekonomik krizler, ırkçılık kavgaları bu üç ana madde üzerinde dönen sorunlar hala devam etmekte. İthal bir devlet oluşumuz bu sorunların sürekli tekrar etmesinde ki asıl etken; "mevcut sistemimizin fıtrata uygun olmayışı." Laik denilen olgu Türk Milletinin ruhuna terstir, laiklik ancak İslam'ın mahiyetinde kabul görebilirdi, fakat bunu yapmaktan aciz kaldılar. Allah'ın hükümranlığını, kanun koyuculuğunu, yarattığına verince: "Son durum şeriatı çağdışı görmeye ve gericiliğe kadar getirdi. Artık yeni bir çağ lazım, yeni bir çağ açmak ve bunu Allah'ın kanunları ile gerçekleştirmek gerek. Çağdaş olmak lazım ve en ileri, görmeli ve bilmeli Demokrasi ve Emperyalist düzen hakkı ve adaleti getiremedi. İlahî Kelimetullah ile dünyayı ve ülkemizi inşa etmenin vakti geldi de geçiyor. Son olarak "Biz bize gerici diyenlere deh demek için gerideyiz.(NFK)" . (16Eylül2018)
Burak
Burak
··
163 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.