"Aşk bu kızılötesi, yaralı müzesi hareket edemem.."Bu kitabı niye okudum, neden okudum.... Eveeet, alıntılarımı gördünüz, okudum. :d
Yüzyıllardır anlamlandırmaya çalıştığımız, nasıl olduğu konusunda tonla fikrimiz olsa da eksik kalan bir durum. Bu benim görüşüm. Dünyada yaşayan kişi sayısı kadar tanımı var.. karanlık odadaki fili tarife benziyor, kimi kulağını kimi hortumunu anlatıyor işte.
Neyssse.. kitap akademik terimler içerse de okunabilir kıvamda. Kuramdan kurama kimlere neden aşık oluruz ya da neden o kişiyi seçeriz sorularına cevap aranmış temelde. Ilk başlarda okurken gayet keyifli ilerliyordu sonraları baymaya başladı. Zaman zaman yarıda bırakma isteği uyandırsa da devam ettim. Daha önce aşkla ilgili bilimsel araştırmalar okumadıysanız bu kitapta ilginç bilgiler var denebilir. Burada uzun uzadıya hangi araştırmalar yapılmış, sonuçlar neler bla bla üzerinde duramiciim, kıpss.
Okurken fobilendim biraz ancak yazar son bölümün sonunda bu kaygılarımı alıp götürmüştü lakin dün bir film izledim, orada bir çift boşanıyor ve boşanma nedenleri ilk baştaki çekim. :d şaka gibi bir denk geliş. Kitapta da diyor ki "İlişkilerin %29,2’sinde 'ayrılık nedeninin, başta çekimi yaratan niteliğin aynısı olduğu bulunmuştur." Buyur burdan yak. :d
Freud da her bir şeyi ödipal çatışmaya dayandırıyor, oluum bir dur be.. Ben o zamanlarda mini minnacık sekerken nasıl etkiler aşık olacağım kişiyi lağn düdük diye sormazlar mı adama.? Yani ben sorarım, sorardım. :d
Hasılı, gönül işleri çoğh zor, kıpss.. düşününce çok mucizevi bir olay, bütün bu değişkenlerin içinde insan gidip gönlünü birine kaptırıyor.. basit gibi görünen komplike bir mekanizma.. görüntüler, hisler, hormonlar, geçmiş yaşantılar...
Yeteer, yoruldum, gidip çay koyayım.
Bayss..