Bazen insanın içi çok daralır etrafında paylaşabileceği kimse olmaz. Bazen insan içinde ki huzursuzluğu yada bir anlık bir duyguyu dile dökemez tarif edemez ya. Sanki Rasim bey o duygulara tercuman olmuş.
Kitap o başı sonu belli, karakter ve mekanlar belli, hiç olmazsa bir olay örgüsünün olduğu cinsten değil. Öyle öyküler değil yani, 2 en fazla 3 sayfalık "an öyküsü" bu da sevgili Rasim beyin tarzıymış.
Öykülere girişler genelde uzun tasvirler oluyor ve bu tasvirler bende tefekkür izlenimi bıraktı. Yani ağaçlar çiçekler böcekler öyle derin ve güzel anlatılıyor ki insan bir kez daha hayran kalıyor yaratanın sanatına.
Yapılan incelemelerde pek beğenilmemiş olsa da ben çok beğendim. Umarım okurunu bulur.