Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

MUSİKÎ: Kulak Zarının Bir Armağanı...
– “Her şey esrar. Eşya ile ancak zavallı, noksan, sakat ve kudretleri nihayet etrafımızda ne olduğunu anlamaya yeten hasseler sayesinde münasebete giriyoruz. Her şey esrar. Musikîyi, bu İlâhî sanatı, bu ruhu altüst eden, sürüp götüren, uyuşturan ve zıvanadan çıkaran sanatı düşün. Nedir? Hiç!.. Anlıyor musun? Dinle. İki cisim birbirine dokunuyor. Hava titriyor. Bu titremeler dokunuşa göre az veya çok sayıda, az veya çok süratli, az veya çok kuvvetlidir. Kulağımızda da bu hava titremelerini alan ve ses suretinde zihnimize taşıyan küçük bir zar var. Bir bardak suyun ağzında şarab olduğunu düşün. İşte kulak zarı bu inanılmaz inkılâbı, bu hareketi sese dönüştürmek gibi akıl almaz harikayı gerçekleştiriyor. Olan, bu. Şu halde musikî, bu karışık ve esrarlı, bu cebir kadar belli ve rüya kadar mübhem sanat, bu riyaziye ile meltemden mürekkeb sanat, yalnız küçük bir zarın acaib hassasından doğuyor. Bu zar bulunmasaydı, kendi başına bir titremeden başka bir şey olmayan ses de bulunmayacaktı. Kulaksız musikî olur muydu? Hayır. Öyle ise biz, kendilerini bize duyuracak uzuvlarımız olmadığı için varlıklarından hayatta şüphelenemeyeceğimiz şeylerin ortasındayız..."
Deli: Belki de değil!.., İnkılap ve Aka Kitapevi
·
95 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.