Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

112 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Aşkınlığın İmkanı Arayışı
Levinas felsefesinde özne, varlığa çırılçıplak maruz kalmış haldedir; bir başka deyişle varlık öznenin üzerine boca edilmiştir ve özne bu durum karşısında edilgenlik ve ıstıraplık içerisindedir. Varoluşun kıskaçlarından kurtulamayan öznenin içinde bulunduğu histir ıstırap. Levinas’ın uğraşı veya temel meselesi, özneyi egolojik sferden çıkaracak, varlığın ve ontolojinin ötesine geçirecek imkanı bulmaktır. Bu sayede özne, hem yalnızlığından kurtulacak hem de özneliğinin yitirilmediği aşkınlık ilişkisini bulacaktır. Levinas’ın arayışı durağan bir yapı olmaktan ziyade, deyim yerindeyse daldan dala konar yapıdadır. Bir imkan olarak benin kendinden özgürleşmesi başka ile ilişkide açığa çıkar ancak bu başka olan ile ilişki dünya mefhumu, ölüm mefhumu, eros mefhumu ve veludiyet (baba-oğul) mefhumu güzergahındadır. Güzergahın devamında ise karşımıza etik çıkar ancak etik Levinas’ın olgunluk dönemi eserlerinin ana konusu olduğu için şimdilik es geçiyorum. Levinas, öznenin monadik (tekçi) bir varoluştan çoğul bir varoluşa, hipostatik şimdiden kendini hep gizem olarak koruyan geleceğe ve en nihayetinde etiğe geçişini, varlığın çemberini aşarak öte ile ilişki içinde olmasının bir imkanı olarak sunar. Levinas’taki ayrım, Heidegger’deki gibi varlık ve hiçlik arasında değil, bizatihi varlık ile öte (başka) arasındadır. Ancak bu bir birleşme, empoze etme, iktidar kurma ilişkisi olmaktan ziyade ayrılığı da içeren bir yakınlığın varsayımıdır. Bir başka deyişle, aynı olma, bütün olma, kaynaşma, hakimiyet kurma gibi durumlar ve haller Levinas felsefesinde söz konusu değildir. Bu bağlamda Levinas’ın Varlık ve Zaman yapıtındaki temel tezini şöyle açıklayabiliriz: zaman, münezzeh bir öznenin olgusu olmaktan ziyade, öznenin başkasıyla (öteyle) ilişkisidir. Levinas’ın var sferi, içinde hem umut hem de umutsuzluk barındırır diyebiliriz. Bu bağlamda düşünürsek, Levinas’ın varlık ve olmak betimlemelerinin karanlık kısımları da aydınlanabilir. Levinas’ta öznenin özneliği güvensizlik, yalnızlık ve ıstırap içerisindedir ancak bu haller bir olgudan ziyade olgusuzluğun, eylemsizliğin, olmamazlığın halleridir. Sessizlik, dinginlik, hiçbir şeyin olmaması bir tehdit unsurudur. Tehdidin gücü ise belirsizliğinden gelir. Levinas felsefesinde şimdi, zamanın yadsınmasını veya bilinmemesini içerir. Şimdi, bu bağlamda, zamanda ortaya çıkan bir olay değildir ve şimdideki özne, varoluşu üzerine hakimiyeti olan öznedir ancak bu özne aynı zamanda kendine bağlı kalmış, bir başka ifadeyle kendi içine devrilmiş ve kendine hapis öznedir. Yalnızlık içinde bir hapisliktir bu. Peki, özne, yalnızlığın sınırlarını nasıl genişletebilecektir? Levinas, nihai anlamda yalnızlıktan çıkmayı mümkün görmemektedir ancak özneyi kendinden koparabilecek olan tek imkanı başka ile ilişkide görür. Bu bağlamda şunu söyleyebiliriz: gelecekle ilişki, başkayla ilişki ve aşk (eros) ilişkisi arasında koparılamaz bir bağ vardır. Levinas’ta özne, içerisinde bulunduğu vahim durumdan kurtuluş imkanına bir bakıma sahiptir. Umudun keskinliği, öznenin içinde bulunduğu ânın vahametindendir. Gelecek, ıstırap ve yalnızlık içinde olan özne için bir teselli ve telafi unsuru olabilir. Şimdinin veya ânın ağırlığı altında ezilen ve acı içinde kıvranan özne için belki de tek çıkar yol şimdiden çıkmaktır. Bu da ancak sosyallik ile mümkündür. Özne, sosyallik vasıtasıyla yalnızlık koşullarını aşarak geleceğe ve böylece bir aşkınlığa varabilir. Levinas, özneyi egolojik sferden çıkaracak, varlığın ve ontolojinin ötesine geçirecek biricik imkanı etikte bulmazdan önce, veludiyet mefhumunda ve ondan da önce, adeta bir geçiş koşulu olarak, dişil olanın başkalığında bulur. Başkasıyla ilişkide özne kendinden çıkar ancak yine de kendi olarak kalır. Böylece varlığın monist yapısı ikiliğin korunmasıyla aşılmaktadır. Başkalık ilişkisi mekânsal ve kavramlar bir ilişki değildir; köle-efendi, iktidar-sahiplik, hatırlayarak yeniden keşfedilen (Platon) bir ilişki de değildir. Başka ile ilişki bir gizem ilişkisidir ve ilişkinin dinamiklerinin kuvvetlendiricisi de esasında gizemdir. Benin başka olan ile deneyimi, ele avuca sığmayan ve elden kaçan bir şeyin deneyimidir. Aşk iki kişilik bir toplum oluşturur (Ataol Behramoğlu’nun “…aşk iki kişiliktir” veya “Ece Ayhan’ın “Aşk örgütlenmektir” sözlerinin kaynağı belki Levinas’ta bulunabilir) ancak bu durumda çift dışarıdan yalıtılmıştır da. Bir başka deyişle, aşk herkesin kullandığı ortak olan dünyayı aşar ve ardından iki özneyi, iki kişilik bir dünyaya kapatır. Aşk nedensizdir Levinas’ta; o özneyi istila eder, yaralar ancak özne yine de oradadır. Aşkın gelecekle ilişkisi bağlamında okşamak eylemi Levinas’ta farklı bir anlam kazanır: içeriksiz geleceğin beklenişi. Henüz olmayan o içeriksiz geleceğin şimdiyi istila etmesidir aşk. Levinas’ın başka ile olan ilişkisinde sonraki durağı veludiyet mefhumudur (öncesinde ölüm ve eros). Baba olmak, başkası olmanın yanında, aynı zamanda ben de olan bir başkasıyla ilişkidir. Görüleceği üzere babalıkta çoğul bir var olma imkanı bulmuştur Levinas, varlığın monist yapısını aşındırmıştır. Not: Bu inceleme 20.yy felsefesi dersimin sınav sorusuna verdiğim cevaptan ibarettir. Sınavdan önce Zaman ve Başka'yı okumamıştım ancak konu itibariyle kitap ve inceleme uyuşmaktadır. Yakın bir zamanda bu kitabın da çevirmeni olan Özkan Gözel'in Varlıktan Başka — Levinas Metafiziğine Giriş kitabını okuyacağım. Orada ayrı bir güzergah izlerim. Son olarak, yapıtının orijinal hâli yaklaşık 50 sayfa kadardır, bu yayımda Zeynep Direk'in bir sunuş yazısı var ki o da yaklaşık 50 sayfa kadar. Sunuş, notlar ve çeviriler itibariyle oldukça nitelikli bir yapıt.
Zaman ve Başka
Zaman ve BaşkaEmmanuel Levinas · FOL · 202144 okunma
·
298 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.