Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
Gönderi
"Herkesin peşinden koşturduğu kız mı"
Bir seneyi daha geride bıraktık, iyisi ile ve kötüsü ile. Herşeyin arttığı bu tatsız sene geride kalmakta iken, en büyük arkadaşlarımız ve yoldaşlarımız olan kitaplar her anda ve her dakikada bizlere eşlik ettiler; ve şimdi 2021 biterken onun son saatlerinde -ağır olsa bile- son sayfasına ulaştığım başka bir kitabı yazacağım.
Öncelikle, karşımızda bir Uzay Operası var; nedir diye soran arkadaşlar için, Buck Rogers ve Flash Gordon gibi klasik çizgi romanlar ile altın devrini yaşayıp bizim zamanımıza kadar gelerek hepimizin bildiği Yıldız Savaşları ile daha fazla ilgi gören bir tür. Kurgu mümkün olduğunca çoktur ona kıyasla bilimsel yaklaşım esere göre dengeli görünür.
Yukarıdaki örneklerin yanında belki çok duyulmamış olsa bile bu türün etkilerini bütünüyle gösteren muhteşem eserler bulunmaktadır; mesela Perry Rhodan serisi bu türe örnek olarak gösterilecek en başarılı kitap serisidir; ek olarak Dune serisinde de bu türe ait detaylar bulabilirsiniz. Uzay Yolu evreni ise, bilimsel olguları bir tık önde tutsa bile gerçekte bir uzay operasıdır. Sinema kısmında ise The Last Starfighter, Dune, Spaceballs, The 5th Element, Avatar, Titan A.E. ve Valerian ile Bin Gezegenler Şehri gibi daha pek çok bilim kurgu temalı filmler uzay operasının bilinen örnekleridir.
Edebiyat kısmında ise benim tercihim büyük yazar Isaac Asimov'un kaleminden çıkan Vakıf ve John Scalzi'nin yazdığı Bağlılık -The Interdependency- Serisidir. Vakıf şu anda bizde var ancak John Scalzi'nin serisinin şimdilik ilk kitabı bulunuyor raflarda.
Daha bu tür için sandığın dibine bakıp karıştırabileceğiniz sayısız manga ve çizgi roman serileri, hatta oyunlar bile mevcut.
Fakat şimdilik onları geçelim ve önümüzde duran bu yeni eseri bir inceleyelim çok fazla sürpriz bozanlık yapmadan,
Bilinmezlik Senfonisi Kaçış, bizi daha ilk sayfalarından itibaren uzaklardaki, çok uzaklardaki bir uzay üssüne/istasyonuna götürüyor; biraz Yıldız Savaşları gibi oldu sanırım. :))
Karakterlerin ismini söylemeyeceğim çünkü o ilk girişi geçtikten sonra onlarla nasıl tanıştığınızı siz okuyucular hissetmelisiniz. Zaten ilerleyen sayfalarda o karakterler ile tekrar karşılaşıyoruz.
İlk karakterlerimiz bir tür askeri teşkilat altında hizmet ediyorlar ve bunlara Aesir Askerleri deniliyor; ben nedense okurken bunu "Eyysir" yada "Aeysir" diye telafuz edip durdum.
Üsse yapılan gizemli bir saldırı ve bu ilk karakterler arasında yaşanan bazı durumların hemen ardından hikaye hem kendi evrenine hemde ileride daha çok göreceğimiz asıl karakterlere geçiyor.
Aslında kitabın başında bir tür ikilem var gibi düşündüm ancak bunun karakterler arasında yaşananlar ile bağlantılı olduğuna karar verdim ilerleyen sayfalara gelince.
Arialleena ve Kean ise kitabın sonuna kadar size eşlik eden ana karakterler; Aria, bazı yeteneklere sahip ve bu yüzden bütün bir galaksi için en önemli varlık konumuna geliyor. Kean için ise bir tür ödül avcısı diyebilirim size, gerçi bu şekilde görünmüyor eserde ancak o ve Arialleena -kısaca Aria- çok sıradışı bir durumda karşılaştıkları için benim ilk izlenimim bu yönde idi.
Bu ilginç ve başta birbirine ters ikili kitabın bazı kısımlarında, özellikle orta kısımlarında bolca aksiyon sahnesine dalıyorlar. Yazar özellikle bazı aksiyon sahnelerine çok detay vermiş ki eğer bu eserin daha sonra bir filmi filan çekilecek olsa eminim bu sahneler çok iyi canlandırılır.
Aksiyon dışında karakterler arası diyaloglar kimi zaman uzun kimi zaman ise çok kısa ve özellikle Kean karakteri sanki konuşma korkusu yaşayan bir utangaç genci canlandırıyor gibi görünüyor.
Elbette eserin içinde biraz dram ve duygusal paragraflarda var. Bazı kısımlarda Kean için çok duygusal, Aria içinse çok heyecanlı izlenimine kapıldım.
Bu iki ana karakterimiz dışında pek çok yan karakterler de var ve kimi paragraflarda onları da -az görünse bile- tanıma fırsatına erişiyoruz. Bazı yan karakterler hikayeyi son kısma taşımada özellikle çok destek veriyorlar ve yazar bu yükü, yan karakterlere çok güzel dağıtmış; tebrik edilmeli.
Karakterler dışında, ırklar ve gezegenler de benden yüksek puanı aldı. Şimdi Atherionlar, İlltralar ve Oxeaklılar ismindeki ırklar ile tanışıyoruz ve her ırkın kendine has detayları da ustalıkla işlenmiş.
Bazı mekanlarda detay patlaması yaşanıyor diyebilirim; mesela Atherion Tapınağı, Aria'nın gözünden baktığınızda her bir köşesinde ve duvarında eserler yada objeler varmış gibi çok zengin bir iç mekan.
Bu arada başta söylemeyi unuttuğum için buraya eklemek isterim; Aesir, tek askeri teşkilat değil. Onlardan bir tık aşağıda görünmesine karşın onları hiç sevmeyen bir teşkilat daha var; Koloniler arası Birlik Askerleri -ben "K.A.B.A." diye kısaltarak okudum- kitabın başlarında fazlaca görünse de genelinde az yer verildiğini düşünüyorum. Muhtemelen bir devam kitabında daha fazla rol oynayacaklarına dair bir ihtimal var.
İlk baktığımda kitabın, ana karakter Aria çevresinde şekillenip ilerlediğini düşünüyordum ancak Aria'da kendi içinde hikayeyi hem yan karakterlere hem bulunduğu çevre koşullarına hemde diğer ana karakter Kean'e dağıtıyor.
Aria, bir Atherion tapınağında yetiştirilmiş insan dişisi ve doğal olarak hem kendi ırkına ait bir arayışın mücadelesini hemde yetiştirildiği ırka özgün kültürel özelliklerin diğer ırklara karşı nasıl kullanması gerektiğinin sorumluluğunu aşmaya çaba gösteriyor. Dikkat edeceksiniz, kitabın pek çok noktasında, Dünya'ya karşı özlemini dile getiriyor Aria.
Kısaca söz ettiğim gibi detaylar kimi yerde etkili ve efektif kimi yerde ise az ve öz olarak ortamı tarif ediyorlar.
Karakterler ve ırklarda güzel detaylar var. En çok aklıma takılan ise Aesir askerleridir. Bu askerleri ilk okuduğum sırada aklıma hemen gelen ilk örnek, usta aktör Kurt Russell'ın oynadığı 1998 yapımı Asker "Soldier" filmiydi.
Tahminimce yazar o filmi izlemiş olabilir çünkü diğer askerlerin yada kişilerin -özellikle K.A.B.A.'nın- onlara karşı tavır ve hareketleri bana hemen o filmi hatırlattı. Oradaki askerler de yüksek derecede yetenekler ile eğitilmiş ve duygulardan inanılmaz derecede uzak tutulmuş bireylerdi. Aesir ise biraz esnetilmiş versiyonu gibi diyebilirim.
Burada üzülerek bir sürpriz bozanlık yapacam ama, bir Aesir kanunu şöyle söylüyor kitabın içinde: Ve aşk, acizliktir kanunlarımıza göre.
Kitap için bir uzay operası dedim ve evet sonuna kadar da öyle; ancak Atherion ırkını okurken biraz fantastik öğeler bulduğumu fark ettim. Okuduğum sırada Atherion halkını, Elflerin uzaylı versiyonu gibi hissettim; ancak onlar kadar güçlü görünmeye karşın sanki köşeye sıkıştırılmış ve sürekli bir var olma mücadelesi veren kadim bir ırkın torunlarıymış gibi göründüler.
Eğer bir devam kitabı gelirse ki geleceğine eminim, Atherion ırkının daha ön plana çıkacağını ve galaksideki yerini koruyan güçlü bir ırk olarak görüneceğini tahmin ediyorum.
Peki kitap her şeyiyle kusursuz mu? Hayır.
Her eser gibi onunda birkaç ufak kusuru var. Gözüme çarpanlar çoğunlukla komik kelime hataları ancak bunların yazardan çok editörün gözünden kaçanlar diye olduğunu düşünüyorum.
Yer yer birkaç cümle de devrik yazım keşfettim; ancak bunların karakterlerin kimyasını tam olarak sunmak için yazar tarafından tercih edildiğini düşünüyorum. Bu uygundur çünkü karakterlerin kimyası ve kendi aralarındaki iletişim bu derece ağır bir eserde gerçekten çok fazla ve iyi bir beyin fırtınası yaşatmaya müsait.
Örnek vermek gerekirse Aria karakterimiz hem başka gezegende, hem başka bir ırkın yanında hemde daha sonra yine başka bir gezegene gidip başka bir durumun arasında kalıyor; varın siz düşünün.
Eser, detay bakımından çok fazla şey sunduğu için temposu kişiden kişiye göre değişiklik gösterebilir.
Tavsiyem ufak bir not defteriniz olsun yanınızda; çünkü bir bakmışsınız eserin içindeki galaksinin derinliklerinde bir yerde kaybolmuşsunuz ve geri dönüş yolunu arıyor olursunuz.
Umarım en kısa sürede ikinci kitap da raflara gelir ve bu hikayenin yaşandığı galaksiyi tekrar ziyaret etme şansını yakalarız.
Herkese keyifli okumalar diliyorum.
··
313 görüntüleme
Harika bir inceleme olmuş çok teşekkür ederim! 🤩
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.