Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

256 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
İnternet kullanımının özelliklede akıllı telefonların yaygınlaşmasıyla birlikte yazarların son dönem eserlerinde göndermelerin öncekilere göre daha yoğun kullanıldığını gözlüyoruz. Bu bir tablo, bir müzik parçası, tarihi bir kişilik, herhangi bir şehrin parkı vb. olabiliyor. Yazarlar herhalde eserini bu tür öğelerle zenginleştirmeyi amaçlıyor ve bunda sakınca görmüyor. Eseri okurken anılan tabloyu telefonunuzdan görüyor, hakkında bilgi ediniyorsunuz ya da adı geçen müzik parçasını açıp eseri onun eşliğinde okumayı sürdürüyorsunuz. Okur olarak bunun beni zenginleştirdiğini, eseri daha görünür kıldığını düşünüyorum ama ‘eserin akıcılığından uzaklaşmaya neden oluyor mu, bu yönüyle eserin gücünü zayıflatıyor mu? ’ bu da ayrı bir soru. Romanda başka eserlere ait göndermeler, onlardan yapılan alıntılar italik yazıyla gösterilmiş. Göndermeler yalnızca edebiyattan değil. Bilimin çeşitli dallarına, bu dallardan bilim insanlarına, onlara ait terimlere, çokça yer verilmesi yanında çeşitli eşya markalarının adları dahi anılıyor. Örnekler: ideogram, gargoyle, Acıbadem’deki Köşk (Tanpınar), Schrödinger’in babası, Schrödinger’in Asena’sı (Schrödinger’in Kedisi), Corto Maltese (kasket), Moleskine (defter), Escher’in merdivenleri, Andy Warhol (ressam), minotor, Sevgili K. , “temkin zırhlısı” (s. 233) (Potemkin Zırhlısı ) vb. Sadece bir sayfada bile yedi - sekiz göndermeyle karşılaşabiliyoruz. Bunu anlayabilmek, eserin tadına varabilmek için okurun geniş bir edebiyat kültürüne; daha ötesi genel kültüre, bilgi dağarcığına sahip olması sahip olması gerekiyor. Yoksa okur kitabı birçok şeyin farkına varmadan tüketebilir. Örneğin: s.224’te “Yazdım da netekim. Adam tiranlıktan emekli ama ressam olmuş” sözüyle Kenan Evren’e atıf yapılıyor. Ressamlıktan çok onu çağrıştıracak şey ‘nitekim’ sözcüğünün ‘netekim’ biçiminde telaffuzu. Bu, ona özgü belirgin bir özellikti. (0’li yılların başında yetişkin olan, o günlerde politik gündemi takip edenler bunu bilebilir ama daha genç okurların( örneğin 70’li, 80’li yıllarda doğanlar) bunu yakalaması çok zor. Yazar acaba göndermelerinin güme gitmesi korkusu çekti mi romanı yazarken?
Baba Oğul ve Kutsal Roman
Baba Oğul ve Kutsal RomanMurat Gülsoy · Can Yayınları · 2015296 okunma
·
50 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.