Çok güzel bir tahlil olmuş Mustafa Hocam, vaktinize bereket...
Narsizm bir ruhsa, saldırganlık onun bedenidir... Ya da aralarında bir köle efendi bağıntısı kurulabilir. Kişinin var olma ihtiyacı en çok kendine karşı belirir.Yani suda ki görüntüye bakıp " Bu mudur, sen sevilecek adam mısın?" demek, o görüntüyü fena halde kızdırabilir. Sanılanın aksine kişinin kendisiyle ilgili yargısı, diğer herkesin düşüncesinden daha mühimdir. Mesela bir çocuğu alın kucağınıza kaykaydan birlikte kayın, bu onu mutlu edecektir ama tatmin etmeyecektir. Ne zaman ki kendi kendine kayıp, kendine "bunu sen yaptın, aferim" diyebilirse o zaman tamamdır onun için. Bir çocuğu dinlemezseniz, saldırganlık duygularını beslemiş olursunuz, deneme fırsatı vermezseniz, başarısızlığıyla kavga etmeye zorlarsınız onu.
Bir çocuğun iyiye ve kötüye mesafesini en iyi ölçen eserlerden biri ,William Golding'in, Sineklerin Tanrısı'dır. Okumuş olanlar hatırlayacaktır. Aldığı ödüllerin çok eleştirildiği bir eser, aslında hem psikolojik bir çözümlemedir, hem de pek çok konuda düşünme imkanı sunmuştur okura...Bu eserin yazılmasından seneler sonra Yine İngiltere'de bir olay olur, bir çocuk avm'de kaybolur.5 yaşındadır. Yaşları 6 ve 8 olan iki çocuk bu çocuğu bulur, avm'den uzaklaştırırlar ve şehre uzak bir demir yolunda katlederek öldürürler. Olaya bakan görevlilerin raporları kan donduracak niteliktedir. Parçalanmış bir çocuktan söz etmektedirler... Doksanlarda yaşanan bu olay, artık çağımızda yaşanan olayların yanında hafif bile gelebilir... Her gün oturduğu masadan yüzlerce kişiyi öldüren küçük zihinlerin, bu olayları nerelere götüreceği de ürkütücü bir sorudur...