Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Mustafa Kemal Paşa, 13 Kasım'da Haydarpaşa Garı'nda trenden iner... Tren ve peron cepheden gelen subay ve askerlerle doludur. İngilizlere ve saraya kafa tutan Mustafa Kemal'i, garda önlem alan Teşkilat-ı Mahsusa (Osmanlı istihbarat örgütü) görevlileri beklemektedir. Bu esnada Mustafa Kemal'i tanıyan ve trenden inişini izleyen bir çavuş, gür bir sesle perondaki askerlere komut verir: "Dikkaaat, gelen Mustafa Kemal Paşa'dır, selaaam duurr!" Haydarpaşa Garı'ndaki tüm subay ve askerler bir anda yerinde çakılır, hazırola geçip selam verirler. Mustafa Kemal yavaş adımlarla çavuşun karşısına yürür, durur ve sorar: "Nerede beraberdik?" Cevap tek kelime ile gelir: "Çanakkale!" Mustafa Kemal çavuşa şöyle der: "Emir geçir, herkes köyüne memleketine silahı ile gitsin, bir şekilde silahını götürsün!" "Emir geçirmek" askeri bir terimdir... Emrin yüksek sesle değil, yavaşça kulaktan kulağa sessizce tekrarlanması demektir... Çanakkale'den, yakın siperlerden, cephe günlerinden kalma bir önlem. Çavuş emir geçirir, peron bir anda boşalır. Yüzlerce asker silahı ile birlikte ortadan kaybolur. Mondros Teslimiyet Anlaşması'nın öngördüğü, Türk Ordusu'nun tüm silahları teslim etmesi şartının aksine Mustafa Kemal daha İstanbul'a indiği ilk anda ilk emrini vermiştir: "Silahları vermeyin!" Mustafa Kemal'in Haydarpaşa Garı'nda 13 Kasım 1918'de verdiği bu "Silahı vermeyin" emri sadece kendisinin değil: Padişah teslim olsa da, Türk milletinin asla teslim olmayacağının iradesini simgeler.
Sayfa 141Kitabı okudu
··
275 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.