Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

400 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 günde okudu
Pilav ye kadınlara inan !
Carol J. Adams isimli Amerikalı aktivist yazar tarafından kaleme alınmış, hayvan yeme ile ataerkillik arasındaki bağlantıları teşhir etmeyi hedefleyen, oldukça kapsayıcı bir çalışmadır. Dokuz alt başlığı içeren, temelde üç kısımdan oluşan kitabın tezini gerçekçi kılan en önemli referans noktası verilerini gündelik hayattaki karşılaştığımız broşür, reklam ve kullandığımız söylemlere dayandırması olduğu söylenebilir. Bu bağlamda son derece açık, anlaşılır ve tanıdık ilişkilerle kitabı teorik bilgiler yığının ötesinde bizden bir şey olarak okumak ve anlamak oldukça kolay. Metnin en önemli mesajının vejetaryenliğin ve feminizmin birlikte düşünülmesi gerektiği zira hayvan yemenin ve ataerkilliğin birlikte hareket ettiği iddiasıdır. Adams, hayvanların yok sayılmasını, şehirden uzakta bulunan ve insanlar görmeden kitlesel olarak, canice öldürülüp yok edilerek tabağımızdaki ete dönüşmesi sürecini kayıp gönderge kavramı ile açıklar. Bu yolla az önce yaşayan canlı bir hayvan ete dönüştürülür. Diğer taraftan Adams kadına yönelik cinsel taciz, tecavüz, cinayet ve şiddetin aynı yolla yani yaşayan, özgür bir varlığın kayıp bir göndergeye dönüştürülerek zarar görmesi ve öldürülmesi sürecinin normalleştirildiğini söylemektedir. Bütün bu anlama girişimi; mezbaha çalışanları, lokanta menüleri, erkek ve kadınların yedikleri arasındaki farklılıklar ve günlük konuşma dilimizin içine işlemiş hayvan yeme ve kadına yönelik aşağılama pratiklerini gözler önüne sermektedir. Kitabın ilk kısmı bu bağlamda benim için çok akıcı, sarsıcı ve dönüştürücüydü. Vejetaryen olmasam da artık et yerken rahatsız olduğumu, sadece tabaktakini yememin bir cinayete neden olduğunun bilincine vardığımı söylemeliyim. Kitabın beşinci, altıncı, yedinci bölümlerini kapsayan ikinci kısmının edebi metinlerin, tarihsel anlatı ve mitolojik metinlerin vejetaryen eleştirel bakış açısının etkileri bağlamında değerlendirmesi sunulmuş bu bağlamda Zeus, Metis, Frankenstein, Prometheus, yaratılış hikâyelerinin dönemin feministlerince uğratıldığı eleştirilere odaklanılmıştır. İtiraf etmeliyim ki bu bölüm benim kavrayışımın üstünde olup epey ilgimi dağıttı. Bu kısım bir miktar edebiyat bilgisine muhtaç bırakıyor ne yazık ki. Bununla birlikte kitap her ne kadar bütünsel bir akış içerse de bölümler bağımlı değil yani bu bölümü atlamakta bir sakınca yoksa da bence tarihselliği bilmek anlamında okunmalı. Nitekim yazar özellikle yedinci bölümde iki dünya savaşı arasındaki dönemde savaş-askerlik/erkeklik arasındaki ilişkinin vejetaryenlik üzerindeki etkisini çok iyi açıkladığı gibi, hayvanın ölümünün meşrulaşmasının nihayetinde insan ölümlerini de meşrulaştıracağını savunan, oldukça geniş, barışçıl perspektifini sunmaktadır. Son olarak kitabın üçüncü kısmı, Pilav ye kadınlara inan başlığıyla bu sefer eleştirilerini, vejetaryenliği dışlayan feminist mücadeleye yönlendirmektedir. Feminist tarihe vejetaryen perspektifi ile baktığında feministleri, havan haklarını küçümseme, vejetaryenliği önemsizleştirme ve vejetaryen feministleri yok saymaları bağlamında eleştirmektedir. Nihayet yazar “Pilav ye kadınlara inan!” diyerek feminist-vejetaryen kuramı savunur ve ataerkil sistem ile mücadelenin ancak bu birliktelikle mümkün olacağını söyler. Feminizme ilgi duyan herkesin kendine bambaşka bir perspektif edinebileceği başarılı bir metin var elimizde. İyi okumalar.
Etin Cinsel Politikası
Etin Cinsel PolitikasıCarol J. Adams · Ayrıntı Yayınları · 2013709 okunma
·
355 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.