Canın yanıyor değil mi? Çünkü insan en son kendine kızar. Çünkü çoğu kez duygularını ve arzularını kendinden bile kamufle eder. Düşman uçakları görmesin diye otların ve ağaçların rengine boyanan silahlar gibi örter üstünü başka renklerle. En vahşi arzularına, en masum giysileri giydirir.
Can havliyle, "Sen beni tanımıyorsun," dediğini duydum. Demek öyle! O zaman üçüncü arımı karşılamaya hazır ol ve kulağına Konfüçyüs'ten öğrendiği şu sözü fısıldamasını bekle: "İnsanların beni tanımamış olmalarından dolayı müteessir olmam. Ben onları tanımadığım için üzülürüm." Ardından, 'Ama haklıyım ben. Yaptıklarımın bir sebebi olmalı. Çok katısın! Anlamıyorsun!" diye bağırıp kovala kulağındaki arıyı. Ve dördüncü arı sana doğru uçarken yolda üçüncü arıyla karşılaşsın, sonra şöyle desin ona: "Madem ki, teselli için yapacak bir şeyleri yoktur, bırakın kendilerini haklı görsünler!"
SevgiliDost,
Seni gerçekten sevenleri, tatlı sözlerle seni onaylayarın içinde değil, arılarını sana gönderenlerin içinde ara. Sakın sözlerime kızıp da aynayı kırma. Antik bir Osmanlı aynasının üzerindeki şu kelimelere kulak ver:
"İtme mir 'atı şikeste, seni yüz surete kor."
Kırma aynayı, o da seni yüz parça eder.
Sevgili Dost,
Çinliler, "Balık tutulunca ağ unutulur, " diyorlar.
Beni unutma!