Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

oyy saat gecenin dördü. kalemi elime almak iyi gelecek herhalde. zifiri gecenin soğuğu çivi gibi saplanmakta vücuduma. bahar gitti nasıl olsa okşamıyor artık tenimi bir akdeniz rüzgarı. ne çiçeklerden bir eser ne de rüzgarın o yumuşak uğultusu. aksine beton soğuktan çatlamakta, rüzgar ise fırtına asabiyetinde sanki alıp götürecek her şeyi. DRANAS'ın "Kardır yağan üstümüze geceden, Yağmurlu, karanlık bir düşünceden" dediği yerdeyim aslında. aklım saf dışı kalmış bir savaştan yenilerek kendine geldi. ne bu derece anlamsızdı her şey ne de basit bir savaş. sadece bende telaffuzu olmayan kelimelerin birbirine karıştığı anlamsız bir sonbahar rüzgarıydı. öksüz kalmış bir yavruyu anımsatmıyor ama ruhunun yalnız kalışını çok iyi betimliyordu. en derinlerden tutup seni gecenin köründe çıkmaz bir sokağa koyuyor. ne geri dönüşü var bu sokağın ne de bir çıkışı sadece gökyüzünü izlemek dışında. yıldızlar karmakarışık tutup bulamıyorum seni içlerinden. sen hangisisin ya da hangisiydin? onca zaman yanlış bir yıldız mı eşlik etti bana işte bunu dediğim yerde aklım savaşı bitirip kendine geliyor. artık ruhum aklım ile sekronize olmuş durumda. bir an önce sabah olsun gitsin bu yalancı yıldız. güneş tekrar merhaba desin var olacak yeni bir dünyaya. ama güneş önceki kadar ne güzel bir şekilde doğacak ne herkese güler yüz ile selamlayacak. gece yavaş yavaş bitiyor. acıyla sarılmış tütünü sorma külleri zaten çoktan savrulmuş durumda. yağmur damlaları ne kalbimin ritmine ne de benliğime ayak uydurmuş durumda. sadece vücuduma acı bir şekilde saplanmakta. elveda diyen sesinin sessizliğini sorma o zaten vücudumdaki en büyük yara. Caner MAMMACIOĞLU
·
895 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.