Gönderi

Yazarımız Murat Menteş Antika Titanik'in imza günü başından ve zihninden geçenleri anlatarak başlamış son romanı Fink'e. Kalabalık sevmediğimden, içedönük oluşumdandır belki yaşadıklarını ve ona hissettirdiklerini anlayabiliyorum. Sıradan biri olarak ben kaçabiliyorum bu tür durumlardan. Adam ünlü, yazar ve üstüne imza günü çok zor çok. Bunları okurken Çetin Tekindor geldi aklıma. Seneler evvel Bebek'te çalışıyorken bizi arayıp kulaklarımın bugüne dek işittiği en kibar en naif eda ile evine çorba getirip getiremeyeceğimizi sormuştu bir öğlen vakti. O saatlerde yoğun olduğumuzu bildiği için ısrarla yemeğini kendi de alabileceğini söylemişti. Ben evine yollayacağımı söylesem de kendi gelip almak istedi ısrarla. Aslında bana da gün doğmuştu. Çok sevdiğim bir oyunucuyu görecektim. Nitekim çıktı geldi. Nedense ünlüleri (her ünlüyü değil) birileri rahatsız etsin istemem, onun yerine koyarım kendimi. Kimsecikler musallat olmadı adama o gün. Gidip konuşmak istedim yanına, ama yapamadım. Arada sırada göz göze geldik, gözlerimizle konuştuk gibi oldu. Şunu fark ettim sonra. Onu öyle uzaktan izlemek konuşmaktan daha büyük bir etki yaratmıştı bende. Oturup kalkması, kendi halinde oluşu, sigarasını yakıp içişi, hafif titreyen elleri. Yemeğini teslim ettim, çok tadında bir gülümseme ile veda etti o gün bana. Diyeceğim o ki, ünlü olmak zor, hele ki içedönük ünlü olmak daha da zor. Çok tanık oldum ünlüleri görünce kendinden geçenleri ve sadece kendini düşünüp onlara eziyet edercesine yanaşanları, imza, fotoğraf için.
Fink
Fink
Murat Menteş
Murat Menteş
·
68 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.