Blue Zone'larda ne kadar çeşitli sebze ve meyve tüktildiğinden bahsedilip duruluyor. Ben de bu kitapta sebze yemeyi daha ilginç hale getirecek tarifler bulmayı ummuştum. Gelin görün ki Ikaria'nın (Yunanistan) tariflerinden başka bölgelerin tarifleri ya uygulanabilir değil ya da patates veya hamurdan oluşuyor. Zaten o kadar fazla patates ve hamur tarifi gördüm ki gerçekten şaka gibiydi. Hem gökkuşağını yiyin önerisi, hem tamamen sarı renginden oluşan tabaklar... Nasıl bir çelişki bu? Diğer bir konu da yemekleri zoraki vegan yapmaları. Kimse beni o çorba tariflerinde, geleneksel olarak kemik suyu, balık sosu ya da bilimum bir hayvansal içerik olmadığına inandıramaz. Yani dünyanın farklı yerlerinden "otantik" yemekleri göstermek için bir kitap yazıyorsun ama yazdığın yemeklerin içinden malzeme ayıklıyorsun kafana göre. Son olarak Ikaria'nın tariflerinden zeytinyağlı yaprak sarmayı gördüğümde kitabı duvara çarpasım geldi. Hayatımda gördüğüm en dandik sarma tarifi. Türk olmasam yutucam. O tarifi gördükten sonra kitabın değeri bende sıfırlandı zaten ve geleneksel tariflerin içinden kafalarına göre malzeme eledikleri de kanıtlanmış oldu. Blue Zone'lara meraklıysanız bu kitabı pas geçmenizi öneririm. Kitapla kalın...

The Blue Zones Kitchen: 100 Recipes to Live to 100Dan Buettner · National Geographic · 20191 okunma

·

193 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Ceren