"..öbek öbek, çocukluğunun başka başka dönemlerinden arta kalmış imgeler üşüştü kafasına, gözünün önüne. Sonra hepsi üst üste bindi, uzakta kalmış çocukluğuyla bu yeni yurdunun denizini, kokusunu, sesini, insanlarını içine alan, büyük bir düzen içerisinde hepsini eritip kaynaştıran bir tek imge haline geldi."