Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

448 syf.
1/10 puan verdi
Sevemediğim bir kitap serisi için genel bir yorum...
Bunu genel bir seri eleştirisi olarak yazıyorum, spoiler yemek istemiyorsanız lütfen okumayın. Kitabı ilk defa ilk çıktığında okumuştum sanırım. O zaman kayda değer olay örgüsüne sahip olduğunu düşünmüştüm ama seriye son kitap çıkana kadar ara verdim. Ne zamanki seriyi baştan sona okudum, o zaman ne kadar problemli olduğunu fark ettim. Burada özellikle canımı sıkan konulardan bahsetmek istiyorum. Birkaç incelemede gayet güzel özetlemişlerdi kitabın konusunu, okumadıysanız; klasik Wattpad kızının klasik okulun ilk gününde klasik olmayan bir şekilde bir cesetle karşılaşması ve yine klasik olarak ana (dört r'li) erkeğimiz ile karşılaşması ile devam ediyor diyeyim kısaca. Canımı sıkan konular: 1) Öncelikle konuyla başlayalım. Konu gayet güzel işlenebilecek bir konu, yeni gittiğin okulda bir cesetle karşılaşıyorsun ve okulda onunla kilitlisin. Hiç yazılmamış bir konu değil ama yazarın diline göre ilgi çekici hale gelebilir. Peki yazar bunu başarabiliyor mu? Tabii ki hayır. Ana kızımız Zeynep tuvalette kendiyle yaşıt bir kızın cesedini buluyor ve beni deli edecek şekilde, doğru düzgün tepki bile vermiyor. Bu yazıyı okuyan herkesin durup bir düşünmesini istiyorum, bir cesetle karşılaşsanız ilk tepkiniz ne olurdu? Çığlık atmak? Bağırıp yardım çağırmak? Hayatınızda ilk defa ölü birini gördüğünüz için kusmak veya bayılmak? Korkudan şoka girmek? Veya hepsi birden... Kızımız bunlardan hiçbirini yapmıyor. İki dakika sonra okulun müdürünün oğlu olduğunu öğrendiğimiz erkeğimiz geliyor, kimseye söylemeyeceksin okulun adı kirlenemez babamın okulu burası falan diye saçmalıyor ve kız "Ne saçmalıyorsun sen?" deyip polisi aramaya gitmesi gerekirken kabul ediyor. Üstüne cesedi saklamalarına yardım edip kanları falan temizliyor. Karantinadan sonra da cesedi unuttuklarını fark edip onu almaya geri geliyorlar. Sanırım yazarımızın ölülerin nasıl koktuğundan haberi yok. O kadar süreye o kızın ölüsü o kadar kötü kokar onlar ne olduğunu anlamadan değil okul tüm şehir öğrenirdi cinayeti. 2) Birinci kitabında ana erkeğimiz Onur'un saçma sapan sahiplenici tavırları insanı uyuz edici türden. Hatta yanlış hatırlamıyorsam bir noktada kıza "Bu iş bitene kadar ben senin sahibinim," tarzında bir şey söylediği de oldu. Sosyal medya Onur gibi erkek aradığını söyleyen kızlarla dolu. Sevgili yazar, okuyanlarına böyle bir ilişkiyi mi öneriyorsun cidden? Aşık olana kadar iğrenç davranan bir erkekten daha 19 yaşında hamile kalıp okul, eğitim bir kenara bırakıldıktan sonra baba parasıyla restoran açıp bir de ikinci çocuğu yapmak senin önerdiğin güzel ilişki mi? Üstüne kız hamileliğini açıklarken "Çocuğu istemezsen seni anlarım, bu en büyük hakkın," falan diye saçmalıyor. 3) Yazar ikide bir Onur'un babası, katilimizin, ne kadar kötü biri olduğundan bahsediyor ama sadece bahsetmekle kalıyor bu. Mesela bir yerde karısına ne kadar kötü davrandığını anlatıyor Onur'un annesinin dilinden, sonra geçmişi anlatırken adamı çok iyi bir baba gibi gösteriyor. Keşke bize adamı kötü göstermek için dil dökeceğine neden kötü olduğunu gösterseydin. Ha bir de şu aldatma olayı var. Çocuğuna bu kitabı almak istediği için yorumlara bakan varsa lütfen şu hikayeyi dinlesin: Katilimiz, sanırım adı Ender'di, bir kadınla evli. Sonra bu kadın onu aldatıp başkasının çocuğunu doğuruyor ve adama bu senin oğlun diye getiriyor. Adam da az değil, o da başka bir kadını hamile bırakmış. Evli olan kadın bu sefer de ikinci kadından çocuğu alıp bu da kızın diye adama getiriyor. Tahmin edin o iki çocuk kim: Onur ve Zeynep... Doğru anladınız, birinin annesi ve birinin babası zamanında evliymiş ve baya bir süre kardeş olarak büyümüşler. Karısını aldattığı için Ender tekrardan karaktersizin teki olurken kadın Onur'un gerçek babasıyla çok duygusal bir şekilde evlendi, bunu da not düşeyim. 4) Canımı sıkan son şey, daha doğrusu yazı fazla uzun olduğu için yazıp bırakacağım son madde, son kitabın saçmalığı. Son kitap tamamen "Bak, Onur ne kadar da romantik," dedirtmek için yazılmış. Düğün yapıyor, ilk tanıştıkları yeri satın alıyor restoran olarak açıyor ve bunların hepsini sürpriz olarak yapıyor ki daha da etkileyici olsun. Sonuç olarak bu kitap asla hoşuma gitmedi, hele içindeki argo yoğunluğunu düşünürseniz küçük çocuklardan uzak tutun. Size önerim ağır bir romandan sonra düşünme gücünüzü kullanmanıza çok gerek kalmayan bu tarz kitapları okuyup kendinize gelmeniz. Şahsen öyle yapıyorum, insan kaliteli kitabın değerini anlıyor. :)
Karantina: Mahşerin Dört Atlısının Hikayesi
Karantina: Mahşerin Dört Atlısının HikayesiBeyza Alkoç · İndigo Kitap · 201620,2bin okunma
·1 alıntı·
319 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.