KOPUK UÇURTMA Daha önce de söylediğim gibi iyi kitaplar hakkında konuşması zor oluyor. Kopuk uçurtmada beklediğimin üstünde bir kitap çıktı. Yazarı kutluyorum. Bunu söyledim diye kitabın kusursuz veya eksiksiz olduğu düşünülmesin. Aklımızın yettiğince bizi memnun eden ve eksik gördüğümüz yerlerini yazara katkıda bulunabilmek adına sırlamaya çalışacağız. Sürçü lisan edersek affola. Öncelikle kurgu oldukça iyi. Bitirince sanki yarım kalmış gibi bir hisse kapıldım. Muhtemelen kitabın devamı var. Eğer yoksa yazara düşünmesini tavsiye ederim. Eğer kitap burada bittiyse kurgunun güzelliği daha da net ortaya çıkar. Doyamadığımız için devamını bekliyoruz demektir. Karakterler de iyi seçilmiş ve rolünü dolduruyor hepsi. Ben de Paris’e gitsem karşılaşacağım insanları öğrenmiş oldum. Ya da çok zengin birinin yanındaki kişilerin davranışlarını, idealist insanların neler yapabileceğini görmüş oldum. Kitabı oluşturan iki etken de karakterler ve kurgudur zaten. O nedenle diğerleri göz ardı edilebiliyor Kitap boyunca gezdiğimiz ülkelerin egzotik havası biraz eksik kalmış. İşte bu yüzden kitap yazmadaki en büyük etken anlattığımız yerleri görmektir. Yazar anlattığı yerleri gördü mü bilmiyorum, görseydi çok daha iyi tasvirlerle karşılaşırdık muhtemelen. Karakterlerin tasvirleri de yer yer eksik. Çoğu noktada haklarında fikir yürütemiyoruz. Bu cümle yukarıda karakterler hakkında söylediklerim ile çelişkili görülebilir ama değil eksikleri okuyucu olarak tamamlama hakkına sahibim. Kitabın tamamı neredeyse diyaloglardan oluşuyor. Çok az kısımlarda anlatım var. Verilmek istenen her şey diyaloglara konulmuş bu da uzun hatta çok uzun paragraflar ve sayfalarca tek kişinin konuşması şekline dönüştürmüş. Ben bunu pek tasvip etmiyorum. Kitaba roman değil de bir piyes havası katıyor. Ayrıca çok uzun tutulan paragraflar yorucu oluyor. Yazar anlatmak istediklerini doğrudan da yazabilirdi. Eser birinci ağsızdan anlatılıyor. Dram ya da polisiye eserlerde iyi de oluyor ilk ağız anlatımı. Bana göre burada pek olmamış. İkinci ağızdan bir anlatım olay örgüsünü daha heyecanlı hale getirirdi. Aksiyona müsait bunca olay içinde bu kadar az aksiyonda başka bir nokta. İçerik çok detaylı anlatılmış. Bu kadar detaylı anlatıma gerek var mıydı diye sormadan edemiyorum. Dil bilimci bir profesör arkadaşımla konuşurken “Bir hikâyede duvarda bir tüfek asılıydı cümlesi kullanılmış ise o tüfek mutlaka hikâyenin bir yerinde patlamalı” demişti. Buna dayanarak söyleyebilirim ki bu kadar detaylı bir anlatımda her tüfeği patlatma şansınız pek olmuyor. Bu da bize o cümlelerin sırıtan gereksiz cümleler olduğu izlenimi veriyor. Kitap hakkında söyleyeceklerim şimdilik bu kadar. Okurken aklımda çok şey vardı ama kahretsin not alma gibi bir alışkanlığım yok işte. Çok beğendik ama daha çok yerdik gibi oldu, bu da böyle olsun efendim. kasap sevdiği deriyi yerden yere vururmuş. Hoş ve esen kalınız.

Kopuk UçurtmaBilgin Soyuak · Cenevre Fikir Sanat · 202137 okunma

··

155 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.