“Murphy altın kuralı vardır, şöyle der; “parası olan kuralı koyar, kuralı koyan ise kalan parayı alır”. Para iş insanlarında olur. Kuralı da bürokratlar ve siyasiler koyar. Sonucunda para siyaseti ve bürokrasiyi yönetir. Bürokratlar da siyasiler de bu denklemde kendi hisselerini alırlar. Kenardan dökülen kırıntılar halka ayrılır. O kırıntılardan silah kullanarak, grup kurarak biraz daha fazlasını almaya çalışanlara da mafya denir, yeraltı dünyası denir. Yani bütün hikaye bundan ibarettir.” Sedat Peker’in kendisiyle yapılan röportaja kitabın 503. sayfasında verdiği cevap bu. Bu sözler yeraltı dünyasını ucundan olumlayan sözler olsa da aslında kitabın da özeti dersek yanlış olmaz. Kitaptan ve ülkemizdeki yaşananlardan şunu alıyoruz: mafyadan daha tehlikeli bir şey varsa onda devlet gücünü kullananların mafyalaşmasıdır. Evet devletten hukuku çıkarırsanız geriye kalana çete denir. Çok yakın dönem Türkiye siyasi tarihine önemli derecede ışık tuttuğunu düşünüyorum.