Çoğu erkek ve kadın için bu otuz yıl, giderek yaşamdan elini eteğini çekme dönemidir; önce gençliğin bin bir çeşit eğlencesinin ve merakının sağladığı birçok sığınağı olan geniş cepheden kısıtlı savunma hattına ricat başlar, özlemlerimizi teke indiririz, eğlencelerimizi teke indiririz, arkadaşları birbirimizi avutup uyuşturduğumuz birkaç kişiyle sınırlarız; sonunda da yapayalnız, ıssız, hiç de güçlü olmayan bir mukavemet noktasına indireniriz, o noktada mermiler vızıldayarak geçer, ama korku ve yorgunluktan onları pek işitmeden oturup ölümü bekleriz.