Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Yol-daş
Sevgili (...), Sen içeri girdiğinden beri 48 gün geçti. Sen sayıyor musun bilmiyorum ama benim için, geçen her özlem dolu günü saymamak mümkün değil. Bazen varlığının gerçekliğini hatırlamak ve o gerçekliğin benden uzakta olduğunu her bir parçamda hissetmek dayanamayacağımı düşündüğüm bir acı veriyor. Sık sık bütüne değil de parçaya odaklanma hatasına düşüyorum. Biliyorum, benim ayrıntılara takılıp kalmama, bazı küçük anları yakalama hevesime içten içe gülersin. Ama ben içimde senin kadar dayanma gücü bulamıyor, ancak böyle şeylere sığınabiliyorum. Kitaplara da haksızlık etmemeliyim. Yokluğunda en çok vakit geçirdiğim uğraş özellikle senin gençlik yıllarında okuduğun kitapları tekrardan okumak. Belki bu kadar geçmişe dönük olmamın sebebi verdiğimiz mücadelenin ilk yıllarındaki taze cesaretimi(zi) kazanabilmek. İtiraf ediyorum, evden götürüldüğün gün hayatımda ilk defa kavgamızı sorguladım. Başka koşullar altında olsaydık muhakkak bu cümlemden sonra bir süre içine kapanır, sonra da bana bu inancı tekrar ve daha güçlü biçimde verebilmek için uğraşırdın. Ah, ne yazık ki artık bunu kendi benliğimden ve zihnimin geçmiş birikimlerinin gücünden beklemek zorundayım. Biz ki her zaman inandığımız kavga için mücadele verdik ve vermeye devam ediyoruz. Sevdayla birleşti, adımlarımızı daha güçlü attık. Dayanma kuvvetini her zaman yanı başımızda bulduk. Umutsuzluğun uğursuz gözleri üzerime dikildiğinde bu cümleleri içimden onlarca kez tekrar ediyorum. Bazen o kadar çok tekrar ediyorum ki, cümleler anlamlarını yitiriyor. Ama hayır, bu cümleler asla anlamlarından ödün veremez. Yaşamın inceliklerinden uzak durumları bu mektuba yansıtmak istemem ama ne yapalım, bizzat bu incelikleri öldüren hayatın içindeyiz. Eşyalarımızın taksitlerini ödeyemiyorum. Eşten dosttan borç almak beni öyle bir yeis içine sürüklüyor ki, bazen sadece eylemsizlikle olacakları beklemek istiyorum. Anılar dolduracağımız yuvamızın boynu bükük. Henüz yerleştiremediğimiz kitaplığın önünde kitaplarımız dağınık halde bekliyor. Evi yerleştirmemek bende bir direnç meselesi haline geldi. Seninle beraber rafları dizeceğimiz, tabloları asacağımız günü bekliyorum. Ah, benim bu koşulları düşünmekteki beceriksizliğim... Sen oradayken böyle duyarlılıklardan bahsetmek ne büyük bencillik! Benim için umudun ve güzelliklerin öyle büyük bir anıtısın ki, seni çirkin durumların içine yakıştıramıyor ve hep bunu göz ardı ederek yazıyorum. Gerçeklikten bu denli uzaklaşmam doğru değil, özür dilerim. Ama kim bilir, belki de bu mektubu asla gönderemeyeceğim. Tüm bu özürlerin, sevgilerin, özlemlerin yazımı nafile olacak. Belki biraz da bu ihtimalin verdiği güçle böylesine özgür yazabiliyorum. Hasretle umut saçan gözlerinden öperim. E.
Ebru
Ebru
··
1 artı 1'leme
·
1.943 görüntüleme
Ebru okurunun profil resmi
Bendeki anlamı silikleşmeye başladı yavaş yavaş. Sanıyorum ki, burada durabilir artık.
Ebru okurunun profil resmi
İçerde olan bir yoldaşa mektup yazarken tekrar aklıma düştü bu öykü. Hiçbir şey değişmiyor ve her şey değişiyor,,,
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.