“Ben gücü paradan, kandan ya da şehvetten daha çok arzu ederim. Ve seçme şansından daha büyük bir güç olamaz.” MUHTEŞEMDİ MUHTEŞEMDİ MUHTEŞEMDİ MUHTEŞEMDİ MUHTEŞEMDİ MUHTEŞEMDİ!!!!!!!!! Kitabı gerçekten ama gerçekten çookkk beğendim. Hikayemiz Sicilya’da geçiyor. Emilia ve Vittoria ikiz kardeşler ve her ne kadar görünüş olarak birbirlerine benzeseler de karakter olarak ay ve güneş , gündüz ve gece kadar farklılar diyebilirim. Emilia biraz da garantici ve sakinken, Vittoria risk almayı seven, yerinde duramayan biri. Balık restoranıyla uğraşan bir ailenin çocuklarılar ve ikisi de cadı! Büyükanneleri onları küçüklüklerinden beri asla kötüler hakkında konuşmamaları ya da onlarla çok fazla ilgilenmemeleri hakkında her zaman uyarıyor. Çünkü bu ona göre bir felakete, belki de çoktan başlamış bir felaketin daha da kötüleşmesine neden olabilir. Ve kendilerini koruyan tılsımları asla çıkarmamalarını ya da onları kesinlikle birbirlerine değdirmemeleri konusunda uyarıyor. Tabii ikisi de küçükken bunu neden söylediğini merak ediyor ve bir gece dayanamayıp ikisini birbirine tam olarak olmasa da temas ettiriyorlar. Bunun ardından tuhaf şeyler olunca ( dışarıdaki fırtınanın şiddetlenmesi, köpek ulumaları) ikizler korkuyorlar, tılsımları panikle ayırıyorlar ve bunun hakkında bir daha asla konuşmuyorlar. 18 yaşına geldiklerinde olaylar başlıyor ve Emilia kendini - başına bunların geleceğini daha önce söyleseler karşısındaki kişinin kafayı yendiğini düşünürdü - olayların içinde buluyor! ŞİMDİ SPOİLER VAR OKUMAYAN BİR KERE DAHA DÜŞÜNSÜN AMA BU KİTABIN BİRAZ BAŞLARINDA OLUYOR FAKAT YİNE DE İKİ KERE DÜŞÜNÜN!!! İkizler 18 yaşlarına geldiklerinde Vittoria eve geceleri geç gelmeye, gizemli bir şekilde ortadan kaybolmaya başlıyor ve Emilia’ya hiçbir şey anlatmıyor. En başta ailesi gizlice bir erkekle buluşmaya gittiğini düşünüyor. Onu uyarıyorlar ama kasabada arka arkaya genç cadılar ölmeye başlayınca Emilia ve ailesi Vittoria’yı ne kadar uyarsalar da Vittoria onları dinlemiyor ve ortadan kaybolmaya devam ediyor. Daha sonra kaçınılmaz olan oluyor ve Emilia bir manastırın alt katlarında ikiz kardeşinin cesedini buluyor. Korkunç bir şekilde kalbi sökülmüş kız kardeşinin bedeninin tepesinde bir adam dikiliyor. Emilia’yı farkedip kaçan gizemli yabancı arkasında hançerini bıraktığını bilmiyor tabii. Emilia o günden sonra kız kardeşini öldüren kişiyi yakalayıp intikam alacağına yemin ediyor. Kız kardeşinin yasını tutarken odalarında Vittoria’nın eşyalarını sakladığı (günlüğü, aşk mektupları, kendi yaptığı parfümler vb.) yeri karıştırırken bir Kara Büyü kitabından koparılmış sayfalar ve bir günlük buluyor. Ama günlük daha önce görmediği bir büyüyle mühürlenmiş bu yüzden açamıyor. Araştırmalarından sonra bulduğu sayfaların iblis çağırmayla ilgili olduğunu anlıyor. İblisin günlükteki büyüyü ortadan kaldırabileceğini düşünerek gerekli malzemeleri topluyor (bunlardan biri de altın, altını olmadığı için kız kardeşinin cesedinin başındaki kişinin hançerini kullanıyor.) ve sayfaların yardımıyla bir mağarada iblisi çağırmayı başarıyor. Fakat iblis hiç de beklediği gibi değil. Alt seviye bir iblis beklerken: Bronz teni, altın gibi parlayan sarı gözleri ve kuzgun siyahı saçlarıyla Cehennemin Yedi Prensinden biri olan Prens Öfke’yi karşısında buluyor! ( kendisini çok severim.️‍) Ayrıca çağırma sırasında yaptığı büyüden dolayı Öfke onu korumak zorunda, yani ona zarar veremez. ( Bu büyünün altında başka olaylar da var.) En başta ikisi birbirlerinden pek hoşlanmıyor fakat ikisinin de ortak bir amaç var: Vittoria’yı öldüren kişiyi bulmak. Bu yüzden işbirliği yapmak zorundalar! Ardından hikayemiz sizi bir nehir gibi sizi sürükleyip götürüyor. Kitabın enemies to lovers olduğunu hatırlatmak isterim. kitap bana bir çok duyguyu yaşattı. Ve sonu… O son!!!!! İkinci kitabın çevirilmesini nasıl bekleyeceğimi hiç bilmiyorum gerçekten. O kadar heyecanlıyım ki!! Sonunda biraz üzüldüm çünkü öyle bir olay olacağını beklemiyordum.( okuduysanız anladınız siz beni.) YANİİİ KİTAP GERÇEKTEN ÇOK GÜZELDİ DAHA UZUNNN UZUUNN YAZABİLİRİM AMA BİTMEZ O YÜZDEN ALIN, OKUYUN, OKUTTURUN!!!